Nasıl aldık ama Edirne'yi :))
... İngiltere Başbakanı Herbert Asquith de "Türkler Edirne'yi kurtarmaya kalkarsa Anadolu topraklarının da tehlikeye gireceğini" söyleyerek Doğu Anadolu'da Ermenistan kurulmasını ima ediyordu.
Çanakkale Boğazı'ndan içeri girdiler. 11.30'da boğazın Anadolu ve Gelibolu tarafındaki Türk tabyalarına yoğun bombardıman başladı. İtilaf devletlerinin savaş gemilerinden 7 saat içinde Mehmetçiğin tabyalarına 3.340 bomba yağdırılacaktır. Dakikada 8 bomba!..
Reklam
Öyle ki, gemilere el koyan İngiltere, peşin aldığı 7.5 milyon sterlini de ödemeyecekti! Bunun hesabı dokuz yıl sonra Lozan'da görülecek, İsmet Paşa dretnotların parasını dokuz yıl sonra Lozan'da Lord Curzon'dan isteyecektir.
Kapitülasyonların kaldırılmasına İngiltere ve Fransa, onlardan daha çok da Alman Büyükelçisi Wangenheim tepki gösterdi. Cavid bey, büyükelçilerle görüşmesinin bu bölümünü şöyle anlatır: Biraz sonra Wangenheim geldi. Tabiatının aksine, cinnete kapılmış vaziyetiyle, kendimi kudurmuş bir köpek karşısında zannettim. Söz söylemiyor havlıyordu.
İngiliz Başbakanı Lord Salisbury, Ağustos 1895'te Osmanlı'nın nasıl paylaşılabileceği konusunda nabız yoklarken, Alman büyükelçisine şöyle demektedir: "Ermeni meselesi yatışsa dahi Osmanlı devleti yaşayabilmek için çok çürüktür."
Büyük ağabeyler küçük kardeşlerini korumak için savaşa girince Dünya Savaşı çıkmış oldu. Sırtını Almanya'ya dayayan Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, Sırbistan'a savaş ilan etti. Sırbistan'ın Slav ağabeyi Rusya, Avusturya'ya savaş ilan etti. Almanya Rusya'ya savaş ilan etti. İngiltere ve Fransa Almanya'ya savaş ilan etti
Reklam
İstanbul'daki İngiliz Büyükelçisi Henry Layard, Başbakan Salisbury'ye gönderdiği 24 Haziran 1878 tarihli raporunda yaşanan vahşeti anlattı. Rusların istila ettikleri yerlerde Müslümanlara can ve mal güvencesi vererek silahlarını topladıkları, sonra da bu silahları Bulgarlara vererek Müslümanlara saldırttıklarını anlattı. "Hemen hepsi katledildi" diye yazdı. Layard raporunda "Türkler kötü zamanlarında dahi böylesine kadın, kız ve çocuklara katliam, tecavüz ve tahribat yapmadılar" diye de yazar.
Milli şairimiz Mehmet Akif, Birinci Dünya Savaşı'nda Mehmetçiğin savaştığı cepheleri şöyle anlatır: ...Çocuklar koşuyor aç, çıplak... Cepheden cepheye, aslan gibi, hiç durmayarak. Yine vardır, bir ölüm korkusu aslanda bile, Yüzgöz olmuş bu çocuklar ölümün şahsisiyle. Harekâtın, görüyorsun ya hocam, en kolayı Yaln'ayak Kafkas'ı tutmak, baş açık Sina'yı. Yapılır zannediyorsan bakalım, sen de soyun! Kıta kapmak; köşe kapmak değil artık bu oyun!
Din bilgisi sadece dindarlara has bir bilgi değildir.(İlber Ortaylı)
“Genel kültür seviyesi düşük toplulukların bırakın yaratıcı ve verimli olmayı, kolayca yönlendirildikleri, propagandadan kolayca etkilendikleri, ‘edilgen’ kaldıkları da bir gerçektir.”
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.