Bizim bu ıstakoz Eflatun pek yılışık şey. Ne dümeni var, ne pusulası. Aşk okyanusunda yolunu şaşırmış, çalkalanıp gidiyor.
Sayfa 87 - PanamaKitabı okudu
Ayda eksiksiz yirmi bin kuruş geliri olan bir babanın tek oğlu olup kendisini Eflatun'larla bir tutan bu adamın hiçbir şeye ihtiyacı yoktu. Buna dayanarak, cuma günleri mutlaka bir piknik yerine gidip cumartesi bir önceki günün yorgunluğunu çıkarır. Pazar günleri piknik yerleri daha alafranga olduğundan hiç gitmezlik edemez! Pazarın yorgunluğunu da pazartesi çıkarır. Salı günü daireye gitmek için hazırlansa da havayı ziyaret için pek uygun bulup eş dost ziyaretlerine çıkar; bu günü böylece tatil ilan etmiş olur. Çarşamba günü "altıdan dokuza" üçe kadar dairede haftanın olaylarını dinler, akşam için sohbet edecek kendisi gibi genç birilerini bulup Beyoğlu'nda oturur böylece perşembe gecesi alafranga eğlence yerlerinde geçirilir, sabahlanır perşembe günü de akşama kadar uyunurdu. Nihayet yine cuma gelir ve işte şu bir haftalık meşguliyet nasılsa diğer haftalar da birbirine benzer şekilde geçerdi.