Bilgisayar hem eski teknolojilerden radikal bir çıkışı, hem de mantıga yeni bir bakışı temsil eder. Bir bilgisayarın ama­ cı sayısal bilgileri, yani rakamlan işlemek, yönetmektir. Bilgi yöneten bir alet olarak eşsiz bir teknoloji ürünüdür bilgisayar. Fakat bütün bilgileri -müzik, film ve yazılı sözcükler- sayısal hale getirdigi için, aynı zamanda mantıga bakmanın da eşsiz bir yolu olmuştur.
BİLGİSAYAR VE AMERİKAN KÜLTÜRÜ
Konuya biraz da başka bir açıdan, teknoloji açısından baka­lım. Amerikan çağı başlarken ABD geleneksel sosyal örnek­ lerin tahribiyle ilgilenmeye başladı ki bu da belirli düzeyde bir dengesizlik yarahyor ve ABD'ye azami hareket serbest1iği sağlıyor. Amerikan kültürü İncil'in, bilgisayarın, geleneksel degerlerin ve radikal yeniliklerin rahatsız edici bir kanşımı­ dır. Fakat Amerikan kültürünü şekillendiren ve Amerikan kültür hegemonyasının temelini oluşturan en büyük gelişme, demografiyle beraber bilgisayardır. Bu konu gelecek yüzyılda daha da büyük önem kazanacaktır.
Reklam
Nüfusu azaltma planı ve eylemi sistematiği
Bu eğilimi tersine çevirmek mümkün değildir. Kadınlar daha az çocuk istiyor, çünkü çocuk sayısının artması ekono­ mik sorunlar doğuruyor, aile yaşamını olumsuz etkiliyor. Bu durumun değişmesi olanaksızdır. Çocuk yetiştirmenin mali­ yeti gittikçe artıyor ve artık altı yaşındaki çocuklann çalışması mümkün değiL. Çocuk ölümlerinde de artış olmayacaktır. Bu durumda yirmi birinci yüzyılda az sayıda çocuk sahibi olma eğilimi sürecektir.
Modernizm denen baş belası kültür düşmanı
Günümüzde bazı insanlar çalışıp kendi hayatlarını ka­zanmadığı halde cinsel hayat yaşayabiliyor. Bazıları hayatını kazanıyor, cinsel hayatları da oluyor ama çocuk sahibi olmak istemiyorlar. Bunlar geleneksel yaşam tarzının çöktüğünü ve onun yerine başka bir tarz da gelmediğini gösteriyor. Birlikte yaşam eskiden yasal evliliğe bağlıydı, ama günümüzde in­ sanlar evlenmeden de birlikte yaşayabiliyorlar. Çocuk sahibi olma konusunda bile çoğu zaman evlilik, hatta bazen birlikte yaşama koşulu aranmıyor. Ömrün uzaması, doğum oranının düşmesi ve eğitim sürecinin uzun yıllar sürmesi, önceki ya­şam koşullarının ya da sosyal yaşantının değişmesine neden oldu.
Bütün çabaları yahudi ve ingilizlerle birlikte dünya nüfüsu sayısı zaten
Bazı insanlar Avrupa'da doğum oranı düşerken, az geliş­ miş ülkelerdeki yüksek doğum oranları nedeniyle dünya nü­ fusunun arttığını düşünüyorlar. Aslında doğum oranları her yerde artıyor. İleri sanayi ülkelerinde bu konu kontrol altında lutulmaya çalışılıyor ve diğer ülkeler de onları izliyorlar. Ve bu demografik değişim yirmi birinci yüzyıla yeni bir şekil ve­ recektir.
Son on yıllarda dünyanın genelde ciddi bir nüfus patlaması sorunuyla karşı karşıya olduğu kabul edilmiştir. Kontrolsüz nüfus artışı kıt kaynakları zamanından önce tüketecek ve çevreyi mahvedecektir. Artan nüfus daha çok gıda, enerji ve diğer kaynaklara ihtiyaç duyacak, bunun sonucunda küresel ısınına ve diğer çevre felaketleri artacaktır. Nüfus artışı konu­ sunda bütün ülkeler hemfikirdir. Fakat bu model artık geçerliliğini yitirmiş, ileri sanayi ül­ kelerinde bazı değişimler yaşanmaya başlamıştır. İnsan ömrü uzamıştır ve doğum oranı da düştüğü için, emekli olan yaşlı­ lann yerine yeterli sayıda genç yetişmiyor. Bu sorun Avrupa ve Japonya'da halen yaşanmaktadır. Fakat yaşlanan nüfus buzdağının sadece görünen tepesidir, gelecek olan nüfus pat­ lamasının getirdiği ilk sorundur.
Reklam
Toplumlar kendi kaderi seçimini yaparlar
Bu tarhşmalar yirmi birinci yüzyılda daha da artacakhr, ama gelenekçiler savunmadadırlar ve sonunda kaybedecek­ lerdir. Bunun nedeni, son yüzyıl içinde insan yaşanhsının -özellikle de kadınların hayahnın- ve onunla beraber aile yapısının da degişmiş olmasıdır. Avrupa, ABD ve Japonya'da yaşananlar diger ülkelere de yayılmaktadır. Bu meseleler bir­ çok toplumu parçalayacakhr ama sonuçta ailenin degişimi durdurulamaz.
Kız evladı yetiştirmeli ki kadın ulusu doğurur ve yetiştirir
El Kaide görüşü sadece Usame bin Ladin ya da İslam'a özgü bir görüş degildir. Bu grup farklı ve benzersiz bir amaca hizmet etmektedir, fakat kadınlar ve aileyle ilgili görüşler bü­ yük din ve mezheplerin çogunda benzerlik gösterir. Gelenek­ sel Katolik, Protestan dinlerinde, Ortodoks Yahudi dininde ve Budizm'in çeşitli kollarında hep benzer durumlar görülür. Toplumlar gibi dinler de kendi içlerinde çeşitli kollara, mez­ heplere aynImışlardır. "Kültür savaşlanlindan söz ettigimiz Amerika Birleşik Devletleri'nde savaş alanı aile ve onun ta­ nımlanmasıdır. Tüm toplumlar gelenekçilerle, aile, kadın ve cinselligi yeniden tanımlama çabası için olanlar arasında bö­lünmüştür
Altına imza atmakla klamaz gövdemi koyarım
Bu söylemden anlaşılacagı gibi, El Kaide geleneksel aile anlayışı için savaş veriyor. Bu onlann programının küçük bir parçası degil, onun kalbini oluşturuyor. Geleneksel aile, bazı açıkça tanımlanmış prensipler etrafında inşa edilmiştir. Her şeyden önce kadının yeri evidir ve ev dışındaki yaşamdan erkek sorumludur. İkincisi, cinsel yaşam aile içinde, evde ya­ şanır ve aile dışı cinsel yaşantı kabul edilemez. Evinden dışa­ rıya çıkan kadın, bunu yapmakla evlilik dışı cinselligi davet etmiş olur. Üçüncüsü, kadının temel görevi çocuk doğurmak ve yeni nesiller yetiştirmektir. Bu nedenle, aile ve toplumun bütünlügünü korumak için kadınlann kontrol altında tutul­ malan gerekir. Ne ilginçtir ki her şey kadınlarla ilgilidir ve bin Ladin'in mektubu bu fikirleri bu şekilde eve taşır. Onun kadınlarla ilgili fikir ve görüşleri farklıdır ve kendisi gibi dü­ şünmeyen Amerikalılardan da bu nedenle nefret eder.
NÜFUS, BİLGİSAYARLAR VE KÜLTÜR SAVAŞLARı
Usame Bin Ladin 2002'de "Amerika'ya Mektup"unda şöyle yazdı: "Sizler kadınlan tüketim maddeleri ya da reklam araçlan gibi kullanan, onlan satın almalan için müşterilere seslenen bir ulussunuz. Siz karlannızı artırmak için kadınlan yolculara, ziyaretçilere ve yabancılara hizmet amacıyla kullanıyor, sonra da kadın özgürlügünü desteklediginizi söyleyerek saçmalıyorsunuz."
374 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.