İslam Peygamberinin 632'deki vefatından neredeyse hemen sonra, Müslümanlar Nil'den Amuderya'ya kadar uzanan toprakların efendisi olmuşlardı. Bunu yapmakla, yabancı bir toprağa girmiş olmuyorlardı. İslamiyet bu yerlerde tebliğ olunduğunda, bu yeni inanç orada yaşayanlara yabancı gelmiyordu. Giderek artan sayıda insan, bunu kendi dini arayışlarında gayet mantıklı bir ileri adım olarak görmüştü.
Sayfa 200 - vadi yayınları, üçüncü baskı, çev: ahmet kanlıdere, ahmet aydoğan, aralık 2018, istanbul
Resmi siyasetlerden ve kültürlerden bağımsız olan dini tarikatlar, topluma ifade etmede önemli bir rol oynamıştır.
Sayfa 303Kitabı okudu
Fars geleneğinin üstünlüğü: sanatlar
İran şiir geleneğinin uluslararası nitelik kazanması tasavvufun himayesinde gelişmiştir.
Sayfa 312Kitabı okudu
Modern dönüşümün baskın ve etkileşimci yönleri
Gelecek, herkes için çok fazla meçhuldür, önümüzde açık durmaktadır ve kendisi hakkında en önemli kararları verecek şahısları ilgilendirmektedir.
Sayfa 350Kitabı okudu
Bir bütün olarak beşeri dünyanın fiziksel ve zamansal biçimi, kim olduğumuz hakkındaki duyguya temel teşkil eder.
Sayfa 181Kitabı okudu
Doğu - batı ayrımı coğrafi değil, ideolojiktir...
Dünya Tarihinde İslam'ın Rolü
İslamiyet, İran-Sami tek tanrıclığında gelişen ahlaki, eşitlikçi ve paylaşmacı yönelişlere muazzam bir şekilde cevap veriyordu.
Sayfa 211Kitabı okudu
Ne kadar farklı şekillerde, ne kadarlık bir hızla gelişirse gelişsin, bir gelenek, kendisini mümkün her görünüş veya uygulamaya kayıtsız-şartsız teslim etmez.
Bir azınlığın idealleri, yüksek kültür düzeyinde özellikle yeni ufuklar açıcı olabilir.
Modern olanı, modern öncesinden ayıran hususiyetler olarak "rasyonel" ve "geleneksel" terimlerinin teknik anlamlar taşıdığı söylenebilir:
"Rasyonel", "uzmanlaşmış teknik hedeflerle ilgili olarak hesapçı"; "geleneksel" ise örf ve adet aracılığı ile emredici anlamına gelmektedir.
Sayfa 132Kitabı okudu