Vahşi dediğin o doğa kendi düzeni içerisinde varlığını devam ettirir. Siz insanlar nedendir bilinmez onu bu sıfatla anmaktasınız. Oysaki dönüp bir de kendinize baksanız o zaman vahşi ne demek olduğunu anlarsınız. Tüm insanlar şu gerçeği bilir ki doğadaki varlıklar sadece ayakta kalabilmek için öldürür, siz ise zevkten bile öldürebiliyorsunuz. Bazen hangimiz daha akıllıyız bilemiyorum. Doğayı yok ediyor, canlıların soyunu tüketiyor ve ardından vahşi doğa diyebiliyoruz.
...çünkü ne söylediğin değil, nasıl anlaşıldığı önemlidir.
'Anlaşılmak' gerçekten de insanoğlunun en büyük problemi...
Kitap okudukça haz verir, çikolata da yedikçe ; Her iki eylemi de yapmanız için aktif olmanız gerekir. Aktiflik ise belli bir akılsal süreci gerekli kılar.
Ama bazen yaşamak mı yoksa hakkıyla mı yaşamak diyebilmeli insan kendisine... Yaşama dair bir şeyler var bizi sürekli meraklandıran özümüze ait, doğamızda bizler onu hep farkettik, Bu duygu bittiği an sorular da biter.
Çok bilmek öğretmez akıllı olmayı insana...
... Akıl sadece doğayı anlamak için bize ışık tutabilir, peki ya insanın insanı anlaması, bu sadece akılla olmaz. Bu yüzden akıl ve kalbimiz büyük birliktelik. Hatta bir çok konuda biliyorum dediğimiz anda, ona sadece inanıyoruzdur. Bu yüzden bilmek ve inanmak zarar görmemesi gereken iki kavram.
Sayfa 72
Her tanımlama bir soyutlamadır...
Sayfa 97
Alışkanlık bizi ortadan kaldırıp sorgulamayan, anlamayan ama sadece tekrar eden varlık durumuna getirebilir.
Sayfa 103
Felsefe kızamık gibi doğuştan bizde olan ama bir başkasından bulaşmadan ortaya çıkmayan bir hastalıktı.
Sayfa 105