Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çünkü mizaç sıhhat üzere olmaya Badem yağı kuruluk verir Tersine dönmüş talihe talihsizlik için İkbal yıldızı uğursuzluk verir
Seyret feleğin deryasından yıldız ve ay gemilerini Gâh yelkeni saadet gâh uğursuzluk lengeri
Reklam
Sanasın ateş düştü cümle cihana Âlemler erdi evc-i asumana Baştan başa yer ve gök altına bandı Görenler dedi Bursa neye yandı
Döndü yeryüzü sahrası pamuk tarlasına Ağaçlar benzedi ilkbahara Kışın elinden yakasını yırtmak istedi Feleğin başına toprak saçmak istedi Yüz vurup rüzgâr gibi deniz ve kara toprağa Kara yerden iz ve işaret bulamadı zerre
Âşıkların sözleirne kulak ver! Marifet ehli hoştur. İnatçı, iddiacı sıfatının sahibi bülbül, güya coşkuyla ortalığı velveleye verir. Güle ârif olan da sessizce ona kulak verir.
Bahar Sultan, askerleriyle, maiyetindekilerle işi zevk ve safaya; içip eğlenmeye, çalıp oynamaya vurdu. Tabiat ve kâinat gece gündüz eğlenceye daldı. İbadet ve tâat yerine iş yeme, içme ve eğlence oldu. İlahî mabedler zikirler ve dualar yerine şarkılar, türküler ve nağmeler; oyun ve eğlencelerle doldu. Şüphesiz "Bununla beraber Allah kullarına bol bol rızık seriverseydi, yeryüzünde azar ve taşkınlık ederlerdi." hğkmğnce halk-ı âlem gaflete, dalâlete ve cehalet derecesine düştüler. Saltanat hallerine ihtilal ve memleketine ahvaline fenalık erişti.
Reklam
Anber kokulu rüzgârlar, cevher saçan bulutlar âleme taze hayat verir. Yapraklar inci gibi şebnemlere bezenir. Gülün yüzü ay gibi tazelenir. Sünbül güzel kokusuyla geceleri doldurur. Lâlenin çehresi tüllenir, dünyanın yüzüne parlaklık gelir. Her an bu diyarda nice nice eserler baş gösterir...
Berrrak sular felek misali her şeye ayna tutar, yıldızlar suretindedir onda çiçekler.
Akıllı olanlara gül ve lâle Allah'ın marifet defteridir. Zekâ sahiplerine her katre ve şebnem Allah'ın kudretinin aynasıdır. Her şeyde Hak müşahede edilir ve her yerde Hakk'ın mutlak cemali seyredilir. "Ben ne gördüysem Allah'ı da birlikte gördüm." bu tahkiki insanı kendinden geçiren saf, duru vecdini yaşayanlar, bu tevfik hanesinin mestaneleri olanlar yâr hevasından gayrı nağmeler çıkarmazlar. Dostun hikayesinden gayrı söz söylemezler. Mecazlar hakikat nüktesi, talimleri tarikattır. Bunlar o simsalardır ki ellerini toprağa sürseler altın, taşa yapışsalar cevher ederler. Bu sebepten nazarlarında altın ve gümüş; taş ve kerpiç birdir. Ve bunlar öyle mihenklerdir ki oturdukları yerlerden yerleri gökleri, bâtınları ve zâhirleri temaşa ederler. Bu yüzden, yanlarında seyr ile sefer ve uzlet ile hazer birdir. Nimete şükretmeyi hakiki cömertlikte bulurlar. Kâfir ibadeti mecazî kıbleye yapar. Bakarsın onunla gönlünde hidayeet kandili yanar. Ve basiret gözü gaflet uykusundan uyanır. Onunla devlet kuşu; sebat ve kararlılık ankâsı dünya pisliklerine meyletmez. Mübarek tavuslarla arşı cevelângâh (dolaşma yeri) edinir.
Dinleyenler inlememi ney gibi yerli yerinde anlarsa Ki dokuz katlı feleği yakar bir demde bu ateşli hava Ciğer o kıpkırmızı dudağın gamından Kadeh gibi baştan başa kana bulandı Sureti ser rakibin sözlerinden Gözüm yaşı döküp mercana döndü
128 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.