Bizim öteki evin orada çok fazla sokak köpeği dolaşıyordu eskiden, bana saldırmışlardı bir kere. Buralarda çok fazla yok ama.
'Evinden dışarı adım atar atmaz gülmeye başlardı biri öteki ise ağlamaya başlardı.'
Reklam
Seni senden kurtaracak, çevrendeki insanlar ile, faydasız uğraşlar ile, uğraşmaktan kurtaracak bir şey lazım. Bu kimi için bir Tanrı'dır, kimi için çok büyük bir hedef. Öteki türlü hayat dayanılmaz bir acıdan başka bir şey değildir.
"Dünya iki kapılı bir Han'dır.", demiş Aşık Veysel. #Kapı metaforunu giriş ve çıkışlar için diye düşünürdüm hep... Bir kapıdan girip gece gündüz gidilen ve ötekinden çıkılan... Oysa şimdi öyle olduğunu düşünmüyorum. Her ikisinden de çıkmak için uğraşan ve hep içeriden o kapıya vuran kişiler olduğumuz fikri daha ağır basıyor. Kapı dediğimiz dümdüz bir duvarın ortasına açılmış bir delik... Üzerine yaşadığımız korkular nispetinde yerleştirdiğimiz örtülerle kapattığımız... Kimi demirden, kimi tahtadan, kimi öylesine bir tül perde... Dünya bizleri o kapının dışından gelen seslere dikkat etmemize şartlandırıyor. Bu yüzden içeride kalan asıl bizlerin aynı kapıyı döverek çıkmak istememiz duyulmuyor. Bak şöyle etrafına... Kapıları sırtında gezen bir sürü insan... Gece gündüz yol almakta... Ve asıl istedikleri içeriden vurdukları kendi kapılarının dışarıdan birileri tarafından duyulup açılması... Yani anlayacağın doğarken çaldın, açıldı kapı... Giderken de muhtemelen duyacak biri ve son kez açılacak öteki kapısı... Arada duyulsun diye çaldıkların ise kısmet! "Dünya içeriden çaldığın iki kapılı bir Han'dır." Bunun dışındakiler "Ya duyulur ya duyulmaz..." #İçaforiz
Öyle ya ;Türkü gibiydi saçların, Türkü gibiydi gözlerin, Ben türkülerimi söylerken,Her yazdığımı sana dinletirdim, Bilmezdim ben, nerde ne koyulacağını, Virgülle noktayı hep sevgili zannederdim, Biri kaybolurken öteki yok olacak zannederdim, Ben yazar hüzünlenirken, Sen ayır şu kelimeleri derdin, Ben imlanın sırası mı dedikçe sen karalayıverirdin, Şimdilerde daha çok karalar oldum, Hatalarım geldikçe aklıma ortada ne söz kaldı ne sen.
Üçüncü bir seçenekte olabilir tabii
"Önümüzde tek seçenek vardı: öteki insanlar gibi olmak ya da öteki insanların olmamızı istediği gibi olmak." Ursula K. Le Guin
Reklam
İnsanlık iki kovalı bir kuyudur, biri dolmak için aşağı inerken öteki boşalmak için yukarı çıkar.”
Başkomutanlık Kanunu Görüşmeleri
MUSTAFA KEMAL PAŞA (Devamla) — Şimdi efendim, Hüseyin Avni Bey diyor ki; vazifeler şahıslarla olmaz. Binaenaleyh, şahıs, fert yoktur, millet vardır. Evet yani bir heyeti ictimayenin kuvayı umumiyesii Heyeti Celilenizde müttecellidlir. Her yerde böyledir. Fakat fertler vardır. Çünkü bu heyetler bütün memleketlerde bu işleri fertlerle ve şahsiyetlerle yapmaktadır. Bugün İngiltere Devlet Luit Corc'u eline almıştır, öteki Puankare'yi almıştır, öteki bir Şanzer'i eline almıştır, diğer öteki Lenin'i almıştır. Bunlar birer ferttir ve milletlerin fertten müteşekkil olduğunu düşünürsek (fertle olmadığı) sözünün doğru olmadığı anlaşılır. Ferdin mevcudiyetini inkâr etmek bu noktadan da caiz değildir. Nazariyattan tevakki ve tecerrüt edelim. Fertler vardır efendiler ve bunları da sözlerle inkâr etmenin imkânı yoktur. HÜSEYİN AVNİ BEY (Erzurum) — Müsaade buyurunuz efendim. MUSTAFA KEMAL PAŞA (Devamla) — Dur efendim, ne zırzır ediyorsunuz. HÜSEYİN AVNİ BEY (Erzurum) — Zırzır kelimesini kabul etmem. MUSTAFA KEMAL PAŞA (Devamla) — Zırzır yapıyorsun ya. HÜSEYİN AVNİ BEY (Erzurum) — İstirham ediyorum Paşam. Sözünüzü geri alınız. MUSTAFA KEMAL PAŞA (Devamla) — Mahalle kahvesi midir burası? HÜSEYİN AVNİ BEY (Erzurum) — Milletin Kâbesidir. MUSTAFA KEMAL PAŞA (Devamla) — Öyle ise riayet ve hürmet ediniz Kâbeye.
Bundan yıllar önce sokak hayvanlarının kısırlaştırılmasına karşı çıkanlar "sizi kısırlaştırsalar iyi mi olurdu?" diyorlardı. Şimdi bu kişiler sayıları başa çıkılmaz boyuta ulaşan köpeklerin kısırlaştırılmasını istiyor. Şimdi gerçekleri konuşalım: Sizin verdiğiniz çöp gibi kuru ekmek o hayvana yaramıyor ve 2 yıl yaşamadan acı içinde
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.