Kadın o devre, 1910’lu yıllardadır Birlikte yaşadığı ve her şeyine, hayatı boyunca müdahale eden annesini sonunda geride bırakıp, diktatör Porfirio Diaz’ın maiyetinde mürebbiyelik için ABD’den Meksika’ya gitmiştir. Adam ise ünlü bir gazeteci, yazardır ve yaşlılığın ne olduğunu ruhuyla, bedeniyle iyice fark ettiği yaştadır. Amerika’daki ışıltılı
Sevdiklerimizin değerini bilelim:(
(okumak isteyenler için çok uzun ama duygusal bir metin bırakıyorum buraya -bendenizden-) (Askerden dönen Necmi'nin annesini kaybetmesi üzerine arkadaşına bunu anlatması) Necmi başını büküp olayları tek tek anlatmaya başladı. ‘Valla devrem ne sen sor, ne ben söyleyem. Bizimkiler de bilmez ama benim sonum yakındır. Benim Valideyi hatırlar
Reklam
Birgün mutlaka.
Bu gün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telaş Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel, düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz! Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz
Anne…Ahh! Ne kederli bir kelime
Çocuktum ben, esirgenmiş bir çocuk. Hikayesi olmayan hiç bir fotoğraf yoktu duvarımda, en çok siyah beyaz olanlarla derin bir muhabbetim vardı. Bir de o yakası sökük kazağı olan çocuğun gözlerinin mahcubiyeti ile…Annesinin eteğine iki eliyle birden yapışmıştı; sanki söküklerini birleştirmek ister gibiydi. Ahh! Çocuk, bilseydin yıllar sonra o
Bir pencerenin aydınlığına sığdırılmış bir yaşam olsa da hayatım yine de kendi dünyama ait bir kalpte dört duvar arasına bir dünya kurar yaşardım sayfalar arasında saklanmış hayatlarla dolan bir kitaplığım olsaydı.Başka ne isterdim ki hayattan?Çalınmış hayatıma,yaşatılmamış mutluluk ve anlara yasaklanmış bir geleceğe rağmen yaşamayı en güzel anları ve mutlulukları o rafların arasına sığdırır yaşardım.♥️ Mutluluk benim için bu kadar işte çünkü en güzel yıllarımı en güzel yaşlarımda ağlarken kaybettim. Gençliğim ben hayatı tanımaya çalışırken öldü.Acıyı kalbimde yuva diye beslediğim zamanlarda çocuktum. En güzel yıllarımı öldürüyor zaman yaşatılmamış bir yaşamın arasında
Şair Deniz İnan’ın " Karşı evin annesi " isimli şiiri 2019 yılında Avrupa ’da en iyi Türk Şiiri ödülünü almıştır. KARŞI EVİN ANNESİ Sen iki ters bir düz kırgınlıklar örerken beş numara şişle Yumuşacık kakaolu kekler yapardı karşı evin annesi İmrenirdim Mutfağındaki eksik malzemeden bihaber Tepeleme dolu kızgınlıklar yüklerdim
Reklam
Karşı Evin Annesi
Sen iki ters bir düz kırgınlıklar örerken beş numara şişle Yumuşacık kakaolu kekler yapardı karşı evin annesi. İmrenirdim... Mutfağındaki eksik malzemeden bihaber Tepeleme dolu kızgınlıklar yüklerdim dişlerimin arasına... Bilmezdim anne, Karşı evin babasında bitermiş iş; Bunu görmezdim. Hep başın ağrırdı... Başın, hep ağrırdı... Sırf bu yüzden
Soru : Bayanların evde veya dışarıda pantolon giymesi caiz midir? Cevap : Küçük kız çocukların kız çocuklarına ait kıyafet giymeleri, erkek çocukların da erkek çocuklarına ait kıyafet giymeleri gerektiği, aksi takdirde bunun tahrimen mekruh olduğunu, bu kerahetin elbette mükellef olmayan çocuk için değil, ebeveynidir. Çocuklarda durum bu iken
Zevksiz yaşıyorum. Tatsız tuzsuz. Kimse beni kandırmıyor. Beni kimse pastadan evlerle besleyip şişmanlatmıyor. Kazanlar hep bensiz kaynıyor. Ekmeklerden pusula yapsam; gelip biri bozmuyor. Kuşlar da mızıkçı değil. İstesem uçmayı, istesem kanatlarını bırakıp gidecek kuşlar. Ne bir kurt yoluma çıkan, ne pençe ne tüfek. Başlıklar hep kırmızı
707 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.