Tacettin AK

Tacettin AK
@Tacettin15
Müzikofili.. Kendince şiir ve hikaye yazan birisi... YAŞAMAK İÇİN OKU, YAŞATMAK İÇİN YAZ..
Sabitlenmiş gönderi
Zaferi, ölünce kutlanan bir savaştır yaşamak!
Reklam
Üniversite okumuş, bilimadamı ve edebiyatçı olmuş, başkentte yetişmiş, daha ne istersiniz? Böyle biri adam olmazsa; hiç okulu, kütüphanesi olmayan ve hayatın daha güzel, daha mutluluk dolu, daha düzenli olması için neler yapılması gerektiğine dair hiç söz edilmeyen bir yerde yetişen sıradan halktan ne beklenebilir ki? Milyonlarca halk bedenen, ruhen, fikren ve ahlâken çürüyor da hiç kimse bu kokuşmuşluğu görmüyor. Herkesin karakteri bozulmuş veya herkes bu yozlaşmışlığa alışmış da bunu doğal bir durum sanıyor sanki. Ama bu böyle mi olmalıdır? Milyonlarca insan doğuyor, derin bir sefahet içinde yaşıyor ve ölüyor. Bu böyle mi olmalıdır? İçlerinde birçok zeki insan bulunmasına rağmen milyonlarca insan, hayvanlar gibi sersem ve cahil kalıyor. Sayısız küçük kardeşiniz huy olarak zalimleşiyor. Peki bu böyle mi olmalıdır? "Evet böyle olmalıdır!" diye yüzlerce kez tekrarlanan iğrenç sözlerden utanmıyor musunuz?
İnsanlık her zaman koca bir çocuğa benzemiştir. İnsanlar kendi aralarındaki anlaşmazlıkları kavga ve gürültüyle çözmeye kalkışırlar

Reader Follow Recommendations

See All
Snelman, bu sabır ve tahammül ibadetinden nefret ediyor ve her iki tarafa da kızıyordu. Öncelikle, bütün özgürlükleri, mutlulukları ve zenginlikleri kendisi için isteyen ama halka ise en büyük sefalet ve mahrumiyetlere karşı tahammül etmeyi tavsiye eden burjuvalara ve seçkinci devlete kızıyordu. Sonra da kendisine dayatılan bu mecburiyete tahammül ettiğinden dolayı halka kızıyordu. Halkın düşünce uyuşukluğuna, maddî ve manevî sefalete, hukuksuzlara ve safehate alışmış olmasına kızıyordu. Kızdığı zaman şöyle bağırıyordu: Milyonlarca insan hayvanlar gibi yaşıyor, pis ve miskin bir hayat sürüyor!.. Bir tek düşünceleri var, o da mideyi doldurmak!.. Sakinleşince, "Ama suçlu halk mıdır? Bu onlar için bir felaketten başka bir şey değil ki." diyordu.
Böyle söyleyen anne-babalara sormak gerekir: "Siz çocuklarınızı terbiye ederken yükselmeleri için onlara kartal kanatları mı taktınız? Yoksa bu kanatları kökünden mi yoldunuz?" Çocukları büyüyüp oğlanları delikanlı, kızları genç kız olunca, anne-babalar geleceklerine dair pembe hayaller kurarlar. Oğullarını mühendis, doktor, tüccar,
Reklam
Kesinlikle
Vatan için yaşamak, ülkenin ilerlemesi ve yükselmesi için çalışmak da ülke için ölmek kadar şereflidir!
Eğitim almış olanların tümü millî düşünceyi geliştirmeye, millî ruhu uyandırmaya, millî iradeyi güçlendirmeye mecburdurlar.
Vahşi kabilelerin yoksul olduğunu, ülkelerinin zenginliklerinden yararlanma yollarını bilmediklerini ve bu yüzden açlıktan öldüklerini ileri sürüyorlar. Ancak bir ülkede yaşayan her insanın, maddi ve manevi yönden güçlenmesine duyarsız kalmak, farkında olmamak ve istememek de vahşetin en büyüğüdür.
Bütün ülkeyi sulamak için birkaç dere yeterli gelmez. En ucra yerler bile, göl, pınar veya dere gibi su kaynağına muhtaçtır. Milletin manevi susuzluğu da buna benzer, her yerde milletin kana kana içebileceği taze pınarlar bulunmalıdır.
Halk yığınları ise daha çok doğa hayatı yaşayan ormana benzer. Eğer değerini bilirlerse bunu korurlar. Ancak buna da gerekli ve canlı olduğu için değer verirler. Ormandaki ağaçlar nasıl bahçedeki gibi canlı bir ağaçsa, halkın her ferdi de yüksek tabakaya mensup insanlar gibi bir insandır. Onlar da yaratılırken akıllı ve eşit yaratılmışlardır. En yüksek ruhsal gelişime sahiptirler. Yalnız bunlara özen göstermek, milyonlarca halk yığınlarından herbirine tam anlamıyla adam olması için imkân sunmak gerekmektedir.
Reklam
Halk yığınları ise daha çok doğa hayatı yaşayan ormana benzer. Eğer değerini bilirlerse bunu korurlar. Ancak buna da gerekli ve canlı olduğu için değer verirler. Ormandaki ağaçlar nasıl bahçedeki gibi canlı bir ağaçsa, halkın her ferdi de yüksek tabakaya mensup insanlar gibi bir insandır. Onlar da yaratılırken akıllı ve eşit yaratılmışlardır. En yüksek ruhsal gelişime sahiptirler. Yalnız bunlara özen göstermek, milyonlarca halk yığınlarından herbirine tam anlamıyla adam olması için imkân sunmak gerekmektedir.
Başka milletlerin topraklarını işgal eden kumandanlardan niçin bu kadar saygıyla bahsedildiğini anlamıyorum. Büyük İskender, Anibal, Scipion, Cesar, Charlmange, Napoleon ve daha bunlar gibi binlerce kumandan, başka halkların topraklarını işgal etmekten başka ne yapmışlardır?
Çorak topraklarımızda her köylünün, her işçinin daha insanca, daha sağlıklı, daha mutlu, daha akılcı bir hayat yaşayabileceklerini anlatınız!..
“Her millet, layık olduğu idareye ve devlet adamlarına sahip olur.” denilmiştir.
1,881 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.