Teşekkürler MEB, hazırladığın deneme o kadar mükemmeldi ki şimdi aklım karman çorman karıştı. Mesela din sorularını neden felsefe gibi sormayı tercih edip, felsefeyi paragraf sordun?
Cafer Akkaya
@kagansulu
·26 May 08:37
Katade anlatıyor: Rasûlullah'ın savaşa katıldığı zaman, ganimet (soygun) mallarının tümü içerisinde onlardan dilediğini seçip alabileceği özel bir payı vardı. İşte Safiyye denilen pay bu pay idi. Eğer savaşa bizzat katılmazsa, kendisine sadece Müslüman bir fert olarak ganimetlerdeki (soygun) payı verilirdi. Fakat özel hakkı olan safiyy payı seçilip te kendisine verilmezdi.
Kaynak: Ebu Dâvud-Harâc-21/2993
Not: Muhammed’in eşlerinden Safiye, Hayber gazvesi (soygun) sonucu Muhammed’in kendisine ayırdığı ‘’safiyy’’ payıdır. Zaten Safiye’nin asıl adı Zeynep’tir. Kişiye özel anlamında Muhammed Safiye adını vermiştir.
Kalbin ölçüyü tanımadığı yoğun duyguların dünyasında, güzellik ve acı derinden iç içe geçmiş halde bulunur. Sınırda yaşamak, her duyguyu alışılmışın ötesinde bir saflıkla hissetmek anlamına gelir.
Üzüntü anlarında gözyaşları düşmez, şiddetli, amansız bir yağmur gibi düşer. Kederin ağırlığı hafife alınmıyor, aksine kıyılarından taşan bir nehir gibi akıp gidiyor. Ve bu zayıflığın içinde acıyı kucaklama ve onun özgürce akmasına izin verme gücü ve arzusu yatar.
Sevinç ruhu doldurduğunda, sadece bir gülümsemeyle yetinmeyin. Dışarıya doğru yayılır, içini aydınlatır ve dünyayı saran ışıltılı bir ışıltı yayar. Mutluluk, başkalarının onun sıcaklığından ve ışığından keyif almasına rehberlik eden bir yol gösterici olur.
Allah'ım, Şâfî olan ancak Sensin. Doktorların deva bulamadığı hastalara Eyyûb aleyhisselâma bahşettiğin gibi şifa bahşet.
Hayal gücü, dünyamızda mümkün olan ve olmayan her şeyin yolunu açan kapıdır. Dünyada gördüğümüz tüm başarılar ve gelişmeler, yaratıcı bir fikirle, cesaret ve kararlılığı birleştiren bir vizyonla başladı. Hayal etmezsek hiçbir şey olmaz.
Hayal gücü, umudun ve yaratıcılığın rengiyle hayatımıza hayat veren, mümkün olanı görmemizi ve sınırlı gerçeklikten uzaklaşmamızı sağlayan sihirli güçtür. Duygu ve düşüncelerimizi en güzel renk ve şekillerde yansıtan, hayallerimizi en güzel görüntülerle somutlaştıran bir hayal dünyasıdır.
Kabullenme, iç huzura ve psikolojik dengeye ulaşmak için esastır. Değiştirilemeyen şeyler inanç ve iyimserlikle olan bağımızı güçlendirecek bir durak, kendini inşa etme ve farkındalık geliştirme yolculuğunda yeni bir viraj olabilir.
Öyleyse değiştirilemeyecek şeyleri akıllıca kabul etmeyi öğrenelim ve değiştirebileceğimiz şeyleri iyileştirmeye çalışalım. Bu süreçte kendimizi anlayışın, hoşgörünün ve sabrın gerçek gücünü keşfederken bulabilir, yaşamlarımızda daha net bir vizyona ve daha derin mutluluğa ulaşabiliriz.
HAZRET-İ FÂTIMA RADIYALLÂHÜ ANHÂ
Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem’in kızlarının en küçüğü ve en sevgilileri olup annesi Hazret-i Hadîce radıyallâhü anhâ vâlidemizdir.
Hazret-i Fâtıma radıyallâhü anhâ, nûrânî yüzlü olup mübarek yüzü ay gibi parladığından kendisine “Zehrâ” denilmiştir.
Hz. Âişe radıyallâhü anhâ, “Ben, karanlık gecede Hz. Fâtıma’nın yüzünün