Dediğiniz bir kitap
Öğüt veren kitaplarla didaktik kitaplar karıştırılıyor. Didaktik, yani bilgi veren metinler bizde çok az. Keşke daha çok olsa. Bizde çok olan şey, öğüt veren kitaplar. Öğüt sıkıcıdır; kendi deneyimlerimizden çıkardığımız sonuçları çocuğa otoriter biçimde aktarmış oluyoruz. Çocuk, öğüt verildikçe kendisini suçlu hissediyor. Kaşağı hikâyesi, en iyi örneklerden biridir. Çok iyi bir hikâyedir ama hikâyeden "Yalan söylersen kardeşin ölür!" gibi bir sonuç çıkıyor. Bu durum, çocuğa ağır bir suçluluk duygusu yüklüyor. Çocuğu her yaptığı harekette suçluluk duygusuna sevk eden öğüt verici kitaplar, travmatik etkiler yaratıyor. Oysa çocuk, bir metni okuduğunda özgürleşmeli.
Şimdiki çocukların kitap ve birçok kaynağa ulaşılabilirlik açısından çok şanslı olduğunu düşünüyorum.. Bizim zamanımızda cin Ali serisi vardı,gazetelerin daha çok tiraj elde etmek için dağıttığı Ayşegül serisi ve biz onlarla büyüdük.Nedense birden Ömer Seyfettin dayatıldi okullarda küçücük beyinlerimize, şimdi bile düşününce tüylerimi diken
Reklam
sınıftaki avrupalıların çocukken okuduğu kitaplar: the rainbow fish, the very hungry caterpillar, küçük prens bizim çocukluk kitapları: kaşağı, başını vermeyen şehit, ilk namaz, falaka twitter.com/tarrantism/stat...
Ömer Seyfettin
ÖMER SEYFETTİN (11 Mart 1884-6 Mart 1920) 1884 yılında Gönen'de doğmuş ve 1920 de İstanbul'da hayata gözlerini yummuştur. Türk Edebiyat tarihini önde gelen isimlerinden biridir. Türkçülük akımının öncülerindendir ve sade Türkçe yazdığı eserleri ile Türk edebiyat tarihine damga vuran önemli yazarlardandır..Allah Rahmet Eylesin ,ruhu şad,kabri nur ,mekanı cennet olsun… Eserleri: • Hikâye: Falaka, Yüksek Ökçeler, Kızıl Elma, Bomba, Beyaz Lale, Gizli Mabet, Bahar ve Kelebekler, Yalnız Efe, Kaşağı, İlk Düşen Ak, Pembe İncili Kaftan, Harem, Yüzakı, Kurumuş Ağaçlar, Aşk Dalgası… • Roman: Efruz Bey, Yalnız Efe (uzun öykü), Ashab-ı Kehfimiz (“içtimai roman” adını vermiştir) • Şiir: Şiirler (Doğduğum Yer) • Oyun: Mahçupluk İmtihanı
Kaşağı kitabı beni çok etkiledi artık yalan söylemek istemiyorum
Büyümenin Türkçe Tarihi
"Edebiyatın tesellisi belki böyle (de) bir şeydir. Özellikle çocuklukta. Acıyı giderek anlaşılır, giderek katlanılır kılmak. Çocuğu, yaralarla berelerle de olsa, büyütmek." Fatih Özgüven Annenin Yokluğu: Kaşağı
Reklam
Köyden havadis sormuşsun, Hayat bir kumar oldu ha! Duydun mu, biliyor musun? Kancıklar tam-er oldu ha! Salma geziyor salaklar, Kuyruğa değer kulaklar. Dünkü ot yiyen oğlaklar, Bugün kan emer oldu ha! Azdı eşekler temelli, Kaşağı otuz, yem elli… Sıpanın keyfinden belli Semer de semer oldu ha! Köhne gemi, yırtık yelken, Yollara düştük çok erken. Boynuza bühtan ederken, Kuyruklar şamar oldu ha!
Abdurrahim Karakoç
Abdurrahim Karakoç
Huysuzluğunun tatlı olanı da yüzümde buruk bir tat bırakıyor İlhami. Görsen buna sebep ben mi oldum diye kendini falakaya yatırırsın. Ya da kırık kaşağı ile derini yüzersin. Akan kan ile de kan kardeş olacak birini bulursun.( Ömer Seyfettinim, Hz. Peygambere komşu ol.)
84 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.