*Köpeklerin İtlaf Edilmesi Üzerine Bir Analiz*
Köpek düşmanı değilim, ancak sokakta tabiatta sadece köpekler varmış, tabiat, sokak ve caddeler sadece köpeklerin yaşam alanıymış eshefliğini de reddediyorum. Tabiatte hangi canlının popülasyon nüfusu yoğun olursa o popülasyon diğer canlıları yok etmeye ve o canlılar üzerinde etki yaratmaya tahakküm
Gustave Moreau - Jupiter et Semele
Jupiter et Semele Fransız Sembolist Gustave Moreau (1826-1898)'nun bir eseridir. Konusunu; ölümlü kadın, tanrı Dionysus'un annesi Semele ve onun sevgilisi, tanrıların kralı Jüpiter'e ait klasik bir mitten alır. Semele, Jüpiter'in karısı tanrıça Juno tarafından Jüpiter'den kendisine tüm görkemiyle gözükmesini istemesi konusunda hain bir tavsiye alır. Jüpiter istenileni yapar, ancak bunu yaparken ilahi gök gürültüleri ve şimşekleri ile Semele'ye şiddetli bir ölüm getirir. Bu resim "ilahileşirilmiş fiziksel aşkı" ve " basitçe bir orgazmın hayal edilebilen en muhteşem dışavurumu" olan, Jüpiter tüm azametiyle gözüktüğünde Semele'yi tüketen o kuvvetli deneyimi temsil etmekte. Moreau bu resim hakkında: "İlahi akımla delip geçilen ve bu kutsamayla yenilenen ve temizlenen Semele, yıldırım çarpmasıyla ölüyor ve onunla birlikte dünyevi aşkının koruyucu ruhu, keçi toynaklı koruyucu ruh da ölüyor." Moreau bu tuvalı şöyle anlatıyor: "Büyük, havada, ne temeli ne çatısı olan, yoğun ve titrek bitkilerle kaplı yapıların arasında bu kutsal bitki örtüsü; yıldızlı göklerin koyu mavisinin ve gökyüzünün boşluklarının üzerinde göze çarpıyor, sıklıkla yardım istenen Tanrı hala üzeri örtülü ihtişamı ile görünmekte."
benlik, merkez olan ve düzeni sağlayan arketiptir. kişiliğin tümüdür.
Dört Arketip bütün enerjiler karşıtların ürünleri olduğu gibi, ruhta da içsel kutuplaşma vardır. herakleitos'un uzun bir süre önce anladığı gibi, ruhun canlılığı için vazgeçilmez bir ögedir bu. hem kuramsal hem de işlevsel bağlamda, tüm canlıların yapısında kutuplaşma vardır. bu büyük güçle başa çıkacak olan, ancak binlerce yılda, o da sayısız koruyucu önlemlerle varlığı oluşabilen kırılgan benliktir.
Carl Gustav Jung
"Dünyadaki herkes gibi, mutlu olmak için başkalarına ihtiyaç duyan bir kişiydi, ama başkalarıyla baş etmek de zordu. Beklenmedik tepkiler gösteriyorlar, çevrelerine koruyucu duvarlar örüyorlar, aynı kendisi gibi davranarak hiçbir şeye aldırmaz numaralarına yatıyorlardı.
Yaşama daha açık biriyle karşılaştıklarında ya onu daha ilk adımda dışlıyorlar ya da ona acı çektiriyorlar, onu aşağılıyorlar, 'tuhaf' muamelesi yapıyorlardı."
Yemen Bir ABD Destroyerini ve Bir ABD Gemisini Vurdu!
Yemen Silahlı Kuvvetleri Sözcüsü Tuğgeneral Yahya Seri açıklama yaptı. Seri, Kızıldeniz'de ABD destroyeri "Mason" ve "Destiny" isimli ABD gemisinin hedef alındığını açıkladı:
"Yemen Silahlı Kuvvetleri deniz kuvvetleri, Kızıldeniz'de Amerikan destroyeri Mason' a uygun sayıda deniz füzesi ile askeri operasyon gerçekleştirdi ve Allah'a şükür isabetli bir vuruş gerçekleştirdi.
Deniz kuvvetleri, füze kuvvetleri ve silahlı kuvvetlerin hava kuvvetleri, Kızıldeniz'deki (Destiny) gemiye yönelik ortak bir operasyon gerçekleştirirken, Allah'a şükür isabet isabetli oldu.
Allah bize yeter, O, en iyi düzenleyici, en iyi koruyucu ve en iyi yardımcıdır."
Telefon ekranına koruyucu taktırmaya gittim abi diyorki; istediğin kalmadı, hayalet takdır.. dedim abicim hayalet mayalet şunu koruyan bir şey tak da sıkıntı yok. Bu nasıl ekran yahu yazılar 3d gözüküyor 😏🤦🏼♀️🤦🏼♀️ beğenmedim bızımle değilsin hayalet ekran 👎
Aklını Şer'i Nassın Önünde Tutmaktan Sakın!
Şeyhülislam İbn-i Teymiyye (rahimehullah) dedi ki:
Nuh'un (aleyhisselam) oğlu "Dedi ki:
Bir dağa sığınacağım o beni sudan korur."
(BU AKILDIR)
Nuh (aleyhisselam) "Dedi ki:
Bugün rahmet ettiği kimselerden başka Allah'n emrinden kurtaracak hiçbir koruyucu yoktur."
(BU VAHİYDİR)
"Derken ikisinin arasına dalgalar girdi, böylece o da suda boğulanlardan oldu." Hud/43
(BUDA NETİCEDİR)
Her kim, aklını Kur'an ve sahih sünnetin önüne geçirirse, denizlerin karanlıklarına, hevaya ve bid'atlere batmış olur.
Kim şer'i emirlere karşı gelirse, kalbinde imandan birşey kalmaz.
Bazen çok arzu ettiğimiz şeyler olmaz ya, çok uğraşır çok didiniriz. Zorlarız bir yönüyle. Yakınında dururuz arzu ettiğimiz her neyse, sonra daha yakın daha da yakın... Ádám Bodor, "Belki de uzaklardan bakarak görmenin sevdanın henüz denenmemiş bir yolu olduğunu düşünmüştü," der. Belki de öyledir sevgili okur. Belki de bu kadar hevesli