"...
Ruhumuzu savunmak için son savaşı verecek olanlar, ey!
Görüyoruz yüzlerinizi.
Yasını tutuyoruz şenlik isteyen çocuklarımızın.
Görüyoruz yüzlerini de çocuklarımızı bu son mevziin
pencerelerinden dışarıya
atanların,
Hem de yıldızımızın parlattığı pencerelerden.
Nereye gitmeliyiz bu son sınırdan sonra?
Göklerin sonuncusundan sonra nereye uçar kuşlar?
Son rüzgârdan sonra nerede uykuya dalar bitkiler?
Kan kırmızı dumanla yazacağız isimlerimizi.
Destanımızı etimizle kemiğimizle bitireceğiz.
Burada öleceğiz.
Burada, son geçitte, son çıkışta.
Burada ya da orada.
Kanımızdan doğacaktır zeytin ağaçları."
“Kendini hiçbir yere ait hissedememenin de ağırlığı vardır. Göçmen kuşlar gibi oradan oraya uçar ruhun.
Dünyadasın ama ruhun öte âlemlerde…”
….
Öyle heyhula kaldım ki, bu zamansız mekanın içinde nereye baksam rastladığım hep kendim oldu…
Birinci Ağıt
Kim duyar, ses etsem, beni melekler katından? Onlardan biri beni ansızın bassa bile bağrına, yiterim onun daha güçlü varlığında ben. Güzellik güç dayandığımız Ürkü'nün başlangıcından özge nedir ki; ona bizim böylesine tapınmamız, sessizce hor görüp bizi yok etmediğinden. Her melek ürkünçtür. Kendimi tutar bu yüzden, yutkunurum.
Karın yağacağı yok İstanbul’ a oğlum .
Yalnız ben gideceğim.
Gökyüzünü göremez oldum şu yüksek binalardan
Sevdaları da çekilmez oldu aşk trafiği hepten kırmızı
İş gücü çoktan bıraktım öylesine gidip bakıyorum
Gün öldüreyim kendimi oyalayım diye işte
Önce kadınlar ve çocuklar diyenlere karşı
Önce insanlık diyesimi getiriyor susuyorum
Bilmiyorum
Çölün ortasında kalmışım
Aç ve susuz
Güneş yakıyor
Üstüm başım kum
Nereye gideceğim biliyorum
Her yer aynı ve her yer kum
Kumdan kaleler olsa ne yazar
Dünya senin olsa ne yazar
Çölün ortasında susuzluktan ölmüşsün
Dünyaya kime kalmış bana ne
Çöl içine çeker beni
Bu kumlar sonum olacak
Bir çaresi olmalı
Gidecek bir yer ama kumlar olmasın
Çölden uzakta bir yaş var mı
Nefes alsak da olur
Şimdi bir nehirin kıyısında yaşamak ne güzel olurdu hem su hemde yaşam birde yüreğim de yatan bir kuş var
Kuşlar uçar özgürlüğe giderler
Bende sana koşmak istiyorum çölün ortasında ve nereye gideceğimi bilmeden her yerde sen varsın
Sensin dünya gözümdeki ışık...
Aşk ve Gece,
Sen kara
Gece kara,
Gene nereye götürüyorsun bizi
Ey yorgun umutlar.
Yürekte kuşlar,
Gerdanı ak dağların üstünenden uçar
Bir ev üç serçe,
Giden süvariler
Dört nala atlar
Koşar, koşar, koşar...