Haberci
"Sen daha siste dolanan avare bir arzuyken, ben de tıpkı orada senin gibi dolanan bir arzuydum. Derken birbirimize kavuştuk, şevkimizden yeni düşler meydana geldi. Düşler zamansızdı, ölçüsüz birer boşluklardı. Ve sen, yaşamın titreyen dudaklarında sessiz bir söz iken, ben de oradaydım; bir diğer sessiz söz. Sonrasında yaşam telaffuz etti bizi, dünün anıları ve yarının özlemiyle yılları eskittik, çünkü dün fethedilmiş bir ölüm, yarın ise peşinden koşulan bir doğuştu. Şimdiyse Tanrı'nın elindeyiz. Sen O'nun sağ elinde Güneş, bense sol elinde Dünya'yım. Fakat sen benden daha fazla parlamıyorsun." Rüzgârgülü/Halil Cibran
RÜZGÂR GÜLÜ
Her yandan duyarım bir gül kokusu, Meltemle dağıtır uzak bahçeler. Günbatısı, poyraz ve gündoğusu, Cenup rüzgârları ruhumu çeler. Bilmem ki nerede bu gizli bahar? Nereden bu ıtri alıyor rüzgâr? İklimler dışında bir iklim mi var? Ne fecir bir şey der, ne şafak söyler. Gün olur çağırır beni her ufuk, Sevdalar eline başlar yolculuk, Elinde bir rüzgârgülü, bir çocuk, Durmadan yüzüme bakarak üfler. Ahmet Kutsi TECER
Reklam
"Yaşamak zor zanaat aslında, Madem gönderildin dünyaya, yaşayacaksın, Adam gibi yaşamak yani... Eğilmeyi çıkaracaksın sözlüğünden. Belki kırılacaksın zaman zaman, Ama rüzgârgülü olmayacaksın, Kapılıp rüzgarın yönüne, Kıvırmayacaksın bir sağa bir sola, Rüzgara, fırtınaya, hatta boraya inat, Dimdik duracak, yıkılmayacaksın..."
Gün olur çağırır beni her ufuk, Sevdalar eline başlar yolculuk, Elinde bir rüzgârgülü, bir çocuk, Durmadan yüzüme bakarak üfler.. Ahmet Kutsi Tecer
Rüzgargülü olarak bilinen sembol, sekiz ana rüzgar, sekiz ara rüzgar ve on altı çeyrek rüzgar olmak üzere, toplam otuz iki rüzgarın geldiği yönü gösterirdi. Bir dairenin içine yerleştirildiğinde, pusulanın bu otuz iki noktası mükemmel bir biçimde otuz iki yapraklı geleneksel gülü andırırdı.
Da Vinci Şifresi
Da Vinci Şifresi
yine de aceleyle eve dönerken lambanın ışığından gözüme çarpan incecik kar tanelerini gördüğümde içimi kaplayan sevinci hissediyorum. o an yapamasam da kafamın içinde göğe bakarak kendi etrafımda dönüşümün hayalini seviyorum. aslında bu hızı sevmiyorum. ama bu hıza ayak uyduramazsam pek çok şeyden mahrum bırakılacağımı seziyorum, belki de yanılıyorum. biraz kendime müsade etsem başıma gelen ilk şeyi bu müsadeye bağlayacağımı biliyorum. esasen müsadeyi bile görev bilinciyle veriyorum. evet, abartıyorum. abartmak mı, keyfini çıkartmak mı? bilmem. hangisi doğru, veya bunun doğrusu var mı, bilmiyorum. ben sadece rüzgâra kapılmış gidiyorum. yalnız bazen rüzgargülü gibi rüzgârı hızlandırıyorum, bazen rüzgârın tersine esmeye yelteniyorum, bazen rüzgârın yönünü değiştirmeye çalışıyorum. kanatlarıma hâkim olamıyorum.
Reklam
39 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.