İnsaniyet
İnsaniyet
TARİHOsmanlı, Endülüs’e Neden Yardım Edemedi? (I)
“Daha önceki dönemlerde Endülüs Müslümanları, Hıristiyanlar karşısında sorun yaşadıklarında Kuzey Afrika’daki Müslümanlardan yardım istemişlerdi. Bunun üzerine Kuzey Afrika’daki Murâbıtlar 1086, 1088 ve 1090 yıllarında üç defa ordular göndererek İspanya topraklarında
Niçin yaşamalı, niçin? Bu küçük, cılız hayatı devam ettirme çabası niye? Korkak, umutsuz, kaygılı, diyardan diyara sürüklensin; yarım asır boyunca bin yıllık laneti çökük omzunda taşısın diye mi?
Jean Paul Sartre/Yıkılış
"Biz bir ülkeyi yok etmek istediğimiz zaman, şımarık varlıklılarına emrederiz, onlar itaat etmeyip orada kötülük işlerler. Böylece, o ülke helaka müstahak olur, biz de onu yerle bir ederiz." (İsra Suresi-16. ayet)
Bu ayete ilk bakışta belanın geleceği kesimin o ülkenin zenginleri, bunlara yol veren yöneticiler gelebilir, ancak
Bir subay hatıratı olan bu eser, tarihsel bir vesika olarak değerlendirilir. Zira yazıldığı dönemde, muhtevasına ait karakterler; sonraki dönemde olduğu kadar politik karakterler olmadığından ve eserin yazılış maksadının bir eser ortaya koymak olmadığı da düşünüldüğünden objektif de kabul edilebilir.
Dolayısıyla eserin muhtevasına ait bir çok anektot da aslında daha sonraki hayatlarında seçilen ideolojik yahut siyasi kararları sebebiyle yapay olarak oluşturulan bazı karakterlerin, gerçekte kim olduklarına ve ne düşündüklerine dair güçlü fikirler verir.
Söz konusu Kazım Karabekir Paşa, siyasi pozisyonu hasebiyle Cumhuriyet döneminin ilk siyasi oluşumlarında muhafazakar-liberal bir profil oluşturmuştur. Ancak kendisinin Osmanlı'nın yıkılış döneminde bir ittihatçı olarak konumlandığının, hatta ittihatçılar içerisinde de yenilikçi-batıcı ve devrimci kanattan olduğunu satır aralarından yakalayabiliyoruz.
Hasılı kelam bu pasaj ile Karabekir Paşayı eleştirmek yahut kınamak gayesi gütmüyoruz. Sadece Kazım Karabekir'i kastetetek "iki serhoşun karşısında islamın bayraktarı olmuştur." söyleminin aslında ne kadar politik bir çarpıtma olduğunu göstermek istiyoruz...
Kumandan masasının başına oturmuş, önüne bir bardak bira koymuştu. İçki içmeyen ve içtiği zaman çok gizli kalmasını isteyen Karabekir'in bu hali çok üzüntülü ve heyecan içinde bulunduğunu ve formaliteye aldırmaz bir duruma düştüğünü gösteriyordu.
Uyanmak zor, uykunu bölmedikçe kurtuluş
Çıkışı bulamadığın yol üzeri, gözün kapalı yıpranış
Yıprandığını bir tek senin bilmen kıvranış
Ağladığını kendin görmen, ruhen yıkılış