Sen Yusuf olursan kuyudan çıkaracak kervan gelir, Musa olursan deniz önünde yarılır, İbrahim olursan ateş yakmaz, İsmail olursan bıçak kesmez, Sen yeter ki kuyuda olmanın, yolda olmanın, teslim olmanın, sabretmenin hakkını ver. Nuh olursan tufan vurmaz ALLAH sana yetişir...
Yanmak dedim Tek başına nasıl olacak Yanmak dedi Ateşe düşen yanacak.
Reklam
Çok tuhaftır, fakat insanın üzülme yeteneğinin bir sınırı vardır. Belki de büyük kederler, bir taraftan insanı acıtırken, bir taraftan da duygularını uyuşturuyordu, ateş bile insanı bir sınıra dek yakar, o sınırı aşan ateş - şu beyaz ateş dedikleri - artık insanı yakmaz. İnsanın üzülme yeteneğinin sınırı aşıldı mıydı , ne eklenirse eklensin artık koymuyordu, vız geliyordu. / Halikarnas Balıkçısı
Hadisenin de dediği gibi
Aşk dediğin; "Sağına soluna bakmaz Hep yeni bir ateş yakmaz Bi' kalbin içine girince Bi' daha dışarıya çıkmaz Ama bu işler sana uymaz Ruhun adam gibi durmaz Yıkıla yıkıla ben biterim Sana hiç bi' şey olmaz."
Hamile bir ceylan doğum yapmak için dere kenarına gidiyor. Tam o esnada gök gürüldüyodu. Şimşekler çakıyor ve devasa bir yıldırım, Yanındaki ormana düşüyor. Ve ormanda yangın başlıyor. Ceylan başını sola bir çeviriyor ki bir de ne görsün; Kendisine Nişan almış bir avcı onu vurmak üzere. Sağ tarafına bir bakıyor, Devasa bir aslan o ceylana doğru
Yazmak! hâr mı bahar mı , su mu ateş mi ? Bunun cevabı biraz da Hislerde Gizlerde Bazen gözlerde Bazen düşlerde Saklı. Ama yazmak Hep bi yanmaklı. Tıpkı Hem ağlayınca Hem de bazı zamanlar gülünce gözyaşı döktüğümüz gibi . Bi hâr var Yakan yanı var.
Reklam
1.000 öğeden 521 ile 530 arasındakiler gösteriliyor.