Kritik soruyla başlayayım: İnsanları olduğu gibi kabul edebiliyor musunuz?
Cevabı hızlıca düşündünüz. Kafanız karıştı çünkü genelleme yapmakta zorlandınız. Olduğu gibi kabul ettiğiniz insanların hayatınızda olduğunu düşündünüz. Diğer yandan da olduğu gibi kabul edemediğiniz insanların olduğunu da inkar etmeyeceksiniz muhtemelen.
Kendimizi değiştirmek yerine karşımızdaki insanları değiştirmeyi de tercih edebiliriz. Kabullenme konusunda sıkıntı yaşıyorsanız karşı tarafı etkileme ve yönlendirme yolunu seçersiniz çoğunlukla. Bazen abartarak herkesi değiştirmeye ve herkese yön vermeye çalışırsınız. Kendinizi zeka yönünden beğenirsiniz. İletişimde algıyı çok iyi yöneterek topluluk içinde baskın bir karakter olmaya çalışırsınız.
İnsanları olduğu gibi kabul etmemek de bir tercih. Bakış açımıza ve gönlümüze bağlı her şey. İletişim ve ilişkiler özelde birçok hikâye barındırır. Tamamen zaman, şartlar ve kişilere göre değişen bir anlayışla farklılıklar söz konusudur. İnsan, nesnel olamayan bir varlıktır.
Konunun insan sevgisiyle doğrudan bir ilişkisi var. "Beni böyle sev seveceksen. Olduğum gibi göreceksen." yaklaşımını benimsemek başka, uygulamada başarmak başka. Sevmeyi kalıcı hâle getiremeyen insanlar... Sapmaya ve savrulmaya hazır düşünceler... İnsan, koşulsuz mutlu olamayan bir varlıktır.