Çocukluğum gençliğim fikirlerim ikizim herşeyim ! Yine yazıyorum senin için ! Ruhumun ikizi , kişiliğin çalkalanıyor benliğimde , seni her şeyden çok seviyorum ben kendimden bile ! , Gözlerin gözlerime yer etmiş , fikirlerimiz her şeyiyle bir kederin kırmızı kahverengi defterinde! Sarıldı neşemiz bıçağa hak etmediğimiz şekilde Kirli dünyanın
İslam Sağlam
Ben tuhaf bir adamım Lele. Üşüdüğün vakit rüzgara kızarım, ağladığın vakit hayata. Hastalandığın vakit boşluğa kızarım, iyileştiğin vakit hastalığa. En çok da kendime kızarım Lele, belki de bu bu yüzden tuhaf bir adamım. İyiler hep hasta, iyiler yorgun, iyiler mutsuz. Gamsızlar sağlam, arsızlar sefada ama ruhsuz. Hep kötülerin gemisi yürür bu
Reklam
Dalların tanrıya kırıldığı! sedir ağaçlarının gölgesinde bekledim gülüşünü Kabil öldürmeseydi Habili ne dal kırılırdı ne gülüşün olurdu Ve yağmur suları yıkamazdı gözelerimden damlayan şebnemleri Fırtınalı mevsimlerde bahçemde oturup ağlamayı özledim Ve en çok fırtınalı mevsimlerimde kırdım içimdeki sedir dallarını Tanrı insana en çok hüzün istedi, ve insan en çok hüznü sevdi. Bir ben hariç Ben; kırılan dalları, çiy kokularını ve günahlarımı sevdim. İmanlı günahlarım oldu benim hepsini tanrıya ve sana adadım. Ben; gülüşünü, kırılan dalları, çiy kokularını ve seni sevdim. ŞAHİN BUZACIK
Bazen bir cümle, bir dize umut oluyor insana. Duymak istiyor, sebebi her ne ise, bizi ilgilendirmiyor. Sadece duymak. Nedim Gürsel, "Açıkta demirlemiş birkaç gemi, alabildiğine mavilik. Alabildiğine sevinç ve mutluluk, acı hayatlarımıza, ayrılığımıza inat..." der. Alabildiğine mavilik alabildiğine güzellik sevgili okur. Her şeye rağmen!
Anneme özlem...
Bundan beş, altı yıl önceydi… Bu zamanlardı yine. Mayıs'ın ilk haftası geçmiş. Galatasaray’ım şampiyonluğa adım atmak üzereydi. Arkadaşlarla sözleştik, akşama Taksim'de şampiyonluk kutlamalarına katılacaktık... İşten eve geldim. Cumartesi akşamüzeri, koltuğa yaslandım... Televizyonda birbiri ardına sıralanmış kapitalizmin "anneler
Keman
 KEMAN Derin bir uykudan uyanır gibiydim. Gözlerimi açmadan evvel iyice kendime gelmeyi bekledim. Etrafa bakındım. Bulunduğum yer tanıdık değildi. Neredeydim? Ne olmuştu bana? Bir türlü çözemiyordum. Yattığım yatağın hemen yanı başında bulunan pencere bir koruluğa bakıyordu.  Ama ne ev ne de bu koruluk bana aşinaydı. Karnıma bir sancı girince
Reklam
596 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.