Elbette her birimiz"düşunceli bir biçimde devam etti."bir şişede geçiririz yaşamımızı.Ama eğer Alfa isek,şişelerimiz görece büyüktür.Daha dar bir alanda sınırlandırılsaydık,sürekli acı çekmemiz gerekirdi.Üst sınıfların yapay şampanyasını alt sınıfların şişelerine dökemezsiniz. Teorik açıdan bariz bir gerçektir bu. Fakat pratikte de böyle olduğu kanıtlanmıştır.Kıbrıs deneyinin sonucu inandırıcıydı."
Aldous Huxley
"Çelik olmadan araba yaratamazsınız, aynı şekilde sosyal çalkantı olmadan da trajedi yaratamazsınız.Dünya şu anda istikrara kavuşmuş durumda.Refahları yerinde hiç hastalanmıyorlar veba gibi bir illet olan anne ve babaları yok,güçlü duygular hissedecekleri eşleri,çocukları ve sevgilileri yok. Herhangi bir sorun çıkması durumunda da soma var. Siz de tutup,özgürlük adına pencereden savurdunuz.Bay vahşi.Özgürlük"Güldü.
Aldous Huxley
"Bir de Deltaların,özgürlüğün ne olduğunu bilmelerini bekliyordunuz!Şimdi de Othello'yu anlamalarını bekliyorsunuz.! Vah güzel çocuğum vah".
Aldous Huxley
Deltalar Arap kardeşleriyle nargile keyfinde..
"Özgürsünüz,Özgürsünüz"diye haykıran vahşi, bir eliyle avluya soma fırlatmaya devam ediyor, diğer eliyle de kendine saldıranların tıpatıp suratlarına yumruk atıyordu."Özgürlük ".
Uluyan deltalar,iki kat öfkeyle saldırdılar.
Aldous Huxley
"Bebekler gibi yaşamaktan hoşlanıyor musunuz?Evet bebekler gibi zırlayıp kusuyorsunuz". Hayvanlara özgü salaklıklarından sabrı tükenen vahşi,şimdi de kurtarmaya geldikleri insanlara hakaretler ediyordu.
"Özgür bir insan olmak istemiyor musunuz. İnsanlık ve özgürlüğün ne olduğunu anlamıyor musunuz" ""Anlamıyor musunuz? diye tekrarladı,ama sorusuna yanıt alamadı.
"Size öğreteyim,istemeseniz de sizi özgür kılacağım" soma haplariyla dolu küçük kutuları avuç avuç alıp avluya fırlatmaya başladı.
Aldous Huxley
Linda tüm yaşamını köle olarak geçirmiş ve ölmüştü. Diğerleri özgür yaşamalı,dünya güzelleştirilmeliydi. Bir tür diyet,bir görevdi.
Aldous Huxley
Üzüntüsü ve ısrırabıyla alay etmişlerdi,hem de ne iğrenç biçimde. Zebaniler gibi kahkaha atarak,sefalete ve kabusun bulantılı çirkinliğine yoğunlaşmişlardı.
Aldous Huxley
"Pencere demirlerinin arasından erkeklerin gözlerine serilen o memeler uğruna.."Melodiyle gümbürdeyen sihirli sözcükler,Lenina 'yı iki kat tehlikeli ve davetkar gösteriyordu. Yumuşak,yumuşak,ancak ne kadar da delici! Aklı delip geçiyor, karanlığın içinden bir tünel gibi uzanıyordu.
"Kandaki ateşe düşen yeminler,saman gibi yanarlar. Nefsine hakim ol,aksi takdirde.."
Cırt!.
Aldous Huxley
Cırt ahahahahahahahahahahaha
ahahahahahahahahahahahhahahahahaahahaaaay
"Sar kollarınla beni"diye emretti."Sar beni, uçur beni tatlım."
Lenina'nın darağacinda da şiirler vardı,o da melodili, tılsımli ve davul sesli şiirler biliyordu."Öp beni" gözlerini kapattı,sesi uykulu bir mırıltıya dönüştü." Öp beni,komalara gireyim. Sımsıkı Sar beni,bebeğim."
Aldous Huxley
Komalara gireyim ahahahahahahahahahahha