Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bana çiçek gönderme Bir kuş ağacı gönder Alnıma dokunanlar Iyileşmiş desinler Ülkü Tamer
Çakıl
Seni düşünürken Bir çakıl taşı ısınır içimde Bir kuş gelir yüreğimin ucuna konar Bir gelincik açılır ansızın Bir gelincik sinsi sinsi kanar Seni düşünürken Bir erik ağacı tepeden tırnağa donanır Deliler gibi dönmeğe başlar Döndükçe yumak yumak çözülür Çözüldükçe ufalır küçülür Çekirdeği henüz süt bağlamış Masmavi bir erik kesilir ağzımda Dokundukça yanar dudaklarım Seni düşünürken Bir çakıl taşı ısınır | Bedri Rahmi Eyüboğlu
Reklam
"Bazen tutunmak bırakmaktan daha fazla acıtır."
Kalbim, şarkı söyleyen bir kuş gibi, yuvası hareli bir sürgünde; Kalbim, elma ağacı gibi... Virginia Woolf
Bir Soru / Onat Kutlar Akşamüstü oturdum yol kıyısına Düşündüm Ne kalacak bizden geriye Balkan yaylasından ve bozkırlardan Kafdağlarına giden şu bulut Sonsuz mevsimlerle esmerleşen Şu toprak ve derin çınar ağacı
Bana çiçek gönderme Bir kuş ağacı gönder Dallarında gezinsin Kül rengi güvercinler Konsunlar yastığıma Uyutmak için beni Sırtlarında kuş tüyü Gagalarında ninni Kaldırıp yatağımı Uçursunlar göklere Kendimi yıldızlarda Bulayım birdenbire Bana çiçek gönderme Bir kuş ağacı gönder Alnıma dokunanlar İyileşmiş desinler... Ülkü Tamer
suyun ayak sesi
* suyun ayak sesi * annemin sessiz geceleri için! * * kaşan şehrindenim * fena sayılmaz halim, * bir lokma ekmeğim var, biraz aklım, * iğne ucu kadar da zevkim. * annem var, ağaç yaprağından daha güzel,
Reklam
Aşk, ağaca tesadüfen konan kuştur; kuş ağacı üzemez, üzmemelidir de. Eğer bir ağaç kendisine konup sonra da uçup giden bir kuş yüzünden acı çekiyorsa doğanın ayarlarıyla oynanmış demektir. Aşk, şansa bağlı temastır çünkü. Çünkü aşk, matematikteki 'teğet' konusunda ilk örnektir. Değip geçmektir. Dokunup kaybolmaktır. Küçük İskender
seni düşünürken bir çakıl taşı ısınır içimde bir kuş gelir yüreğimin ucuna konar bir gelincik açılır ansızın bir gelincik sinsi sinsi kanar seni düşünürken bir erik ağacı tepeden tırnağa donanır deliler gibi dönmeğe başlar döndükçe yumak yumak çözülür çözüldükçe ufalır küçülür çekirdeği henüz süt bağlamış masmavi bir erik kesilir ağzımda dokundukça yanar dudaklarım seni düşünürken bir çakıl taşı ısınır içimde
“Seni düşünürken Bir çakıl taşı ısınır içimde Bir kuş gelir yüreğimin ucuna konar. Bir gelincik açılır ansızın Bir gelincik sinsi sinsi kanar. Seni düşünürken Bir erik ağacı tepeden tırnağa donanır. Deliler gibi dönmeye başlar. ...“ Bedri Rahmi Eyüboğlu
Ardıç, bütün Türk dünyasında sevilen ve saygı duyulan bir ağaçtır. Ardıç, ateşle yapılan temizlemeyi ve aynı zamanda kötü ruhların kovulmasını sembolize eder. Yakut Türkleri ardıcı kutsal bilirler, bu yüzden ev, ahır ve diğer yerleşim yerlerini ardıç ile tütsülerler. Şeytana ve her türlü kötülüğe karşı ardıç tütsüsü yapılırdı. Altay Türklerinde
1.000 öğeden 801 ile 810 arasındakiler gösteriliyor.