Osman Hulûsi Efendi 1964 yılında hacca giderlerken, Konya’ya uğrarlar. Mevlana Türbesi ‘ni ziyaret ederler. Orada görevli bir komiser Osman Hulûsi Efendi’ye:
“Efendim hacca gidiyorsunuz, Allah (c.c.) kabul etsin. Fakat bu kabir ziyareti ne oluyor, dinimizde böyle bir şey var mı?” der.
Osman Hulûsi Efendi:
“Evet hac ibadeti dinî bir vazifedir. Dinimizin bir umdesi de, büyüklere hürmet, küçüklere şefkattir. Burada medfun bulunan Hz. Mevlâna (k.s) bir İslâm büyüğümüzdür. Hem de Allah (c.c)’ın bir velisidir. Onun için burayı ziyaret ediyoruz.” der.
Komiser tekrar sorar: “Efendim bu Allah (c.c)’ın velisi ne oluyor, bunlar da bizim gibi insan değil mi?” Efendi Hazretleri şöyle buyurur: “Siz sigara içer misiniz?” Komiser: “Evet içerim” der. Osman Hulûsî Efendi: “Peki sigaranı güneşe şöyle tutup yakabilir misin?” der. Komiser “Hayır yakamayız” der. Osman Hulûsî Efendi şöyle buyurur:
“Adese (mercek) diye bir cam parçası vardır, adeseyi güneşe tutar, güneş ışınlarını sigaranın ucunda toplarsan bir müddet sonra sigaranın yandığını görürsün. İşte Allah (c.c.)’ın velileri de adese (mercek) gibidir. Cenab-ı Allah (c.c.)’ın füyuzatını alır, kullarına aktarır. İşte velilerin bizden farkı budur.”
Komiser aldığı cevap karşısında memnun olur. Osman Hulûsî Efendi’nin elini öper dua ister.
(hulusiefendivakfi.org.tr/mevlana-turbesi...)
#
Birisi ile sohbet etmek canı onun rengine boyar.
Yani insan konuştuğu, arkadaş edindiği kişinin huyunu benimser.
Yıldızlar, gökyüzü ile konuşup
görüştükleri için güzelleştiler, nurlu, güzel bir yüze sahip oldular. ✨️
|