insan insan derler idi
insan nedir şimdi bildim
can can deyü söylerlerdi
ben can nedir şimdi bildim
muhyiddin der hak kadir
görünür herşeyde hazır
ayan nedir pinhan nedir
nişan nedir şimdi bildim
youtu.be/fEzpsVi1Qd0
Öyle günler oluyor ki bazen,
yıkık dökük hatıraları ayakta tutuyor yalnızca insanı.
Zamanla solmakta olan ömrün renginde,
yitirip, eskitiyor hüznünü, sevincini ve acılarını..
Ne kadar dalarsa soyutluğuna yaşamın,
o kadar çok hissediyor sancılarını..
Ve ne kadar anlamlandırmaya çalışsa da her anını,
tüketiyor farketmeden zamanının aslını..
Oysa günlerdir dalıp kalan gözbebekleri,
saklıyor içinde taşmakta olan tüm satırları..
Beni candan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı
Felekler yandı âhımdan murâdım şem'i yanmaz mı
Kamu bîmârına cânân deva-yı derd eder ihsan
Niçün kılmaz bana derman beni bîmar sanmaz mı
Şeb-i hicran yanar cânım döker kan çeşm-i giryânım
Uyarır halkı efgânım kara bahtım uyanmaz mı
Gûl-i ruhsârına karşu gözümden kanlu akar su
Habîbim fasl-ı güldür bu akar sular bulanmaz mı
Gâmım pinhan tutardım ben dedîler yâre kıl rûşen
Desem ol bî-vefâ bilmem inanır mı inanmaz mı
Değildim ben sana mâil sen ettin aklımı zâil
Beni tan eyleyen gafîl seni görgeç utanmaz mı
Fuzûlî rind-i şeydâdır hemîşe halka rüsvâdır
Sorun kim bu ne sevdâdır bu sevdâdan usanmaz mı
"Her ne yöne gidersen git, kaç menzil tüketirsen tüket sakın ola kendinden utanma. Vücudun şehrine gir Pinhan, onu seyreyle. Hem de doya doya seyreyle. Biz nefsimizi silmekten değil, bilmekten yanayız unutma."