Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Chat GPT ye yazdırdığım bir şiir
Kâinatın sükûtunda, altın teller titreşir, Zamansızlığın rüzgârında savrulan bir düş, Mavi derinliklerin ardında saklı bir sır, İnce belin, evrenin ekseninde döner. Gözlerinin ufkunda, kaybolmuş bir gemiyim, Her bakışında, sonsuzluğun yankısı var. Sessiz çığlıklar sarar ruhumu, Zamanın ötesinde, aşkın özünü arar. Yıldızlar suskun, saçların altın bir deniz, Her telinde evrenin ezgisi saklı. Dokunuşunda hayatın nabzı atar, Gizli bir şiirin dizeleri gibi. Mavi gözlerin, bilinmez bir galaksi, Her bakışında varoluşun sırrı. İnce belinde dönerken dünya, Bir nefes, bir an, binlerce yıl. Her adımında evrenin rüyası, Dalgaların fısıldadığı unutulmuş bir melodi. Sarı saçlarınla dokunur gecenin karanlığı, Mavi gözlerinle aydınlanır bilinmezlik.
GECE YARISI KAPIMA KERTENKELE BIRAKAN GİZEMLİ YARATIK
Gecenin bir yarısı, tek odalı odamda yatağımda uzanmış, uyku tutmayan gözlerimle telefonumla dünyadaki gelişmeleri takip ediyordum. Derken kapıdan gelen sesler dikkatimi çekti. Miyavlayan bir kedi sesi. Üstelik tam da kapımın önünde. Kapıyı açtım ve karşıma tanıdık bir sarı renk çıktı: Sarı Dişi! Birkaç günde bir uğrayan, ofisin önünde arada bir
Reklam
Mabel'den ya da Sezen'den dinleyince daha bir ağır geliyor sanki...
youtu.be/BlmzHf6ywkQ?si=... Kaç sene oldu zaman durdu? Deniz öyle hep aynı dünya bilinmez Taş duvar aynı kaldı Ümit öylece kaldı da ümit edeni, söyle kim aldı? Kaç devir geldi? kaç nesil geçti? Yürek öyle sevdalı yollar kavuşmaz Hasretin ne tadı kaldı Sabır öylece kaldı da sabredeni, söyle kim aldı? Bu dünya ne sana ne de bana kalmaz Dünya ne sana ne de bana kalmaz Sultan Süleyman'a kalmadı Böyle hiçbir kitap yazmaz Kaç çiçek soldu? hani bu sondu Hani bir sarı fırtına koptu zamansız Kaç tohum filiz dondu? Hani bir acı yel savurdu yürekler, son defa vurdu...
Bazıları kötülükten, dertten, felaketten beslenir. Bunun sanılanın aksine kıskançlıkla pek ilgisi yoktur; kendinden daha zorda birilerini görmek ferahlatır bu insanları. Ne yazık, hayatın tadını alabilecek hasletleri yok. Refik Halid Karay, "İnsanlar yalnız kendi saadetlerini iyice duymak için başkalarının felaketlerini arar," derken tam
bir saatlik tefekkür bir sene nafile ibadetten hayırlıdır buyruluyor. çünkü bu tefekkür kâinatın süslerinin zînetlerinin gerçek sahibini görmesi açısından insanoğlu için ne kadar da önemlidir. ne kadar da önemlidir, muhteşem yaratılmış, incecik, zarif, latif bir çiçeğin yaprağındaki tecellileri, yansımaları fark ederek gerçek yapana, yaratana
rêbiwar ⋆

rêbiwar ⋆

@rebiwar
·
18 Mayıs 18:34
dur, bekle, hele bir fikreyle!
ey nefsim! dön bir bak, bak ve gör, gör ve fikriyle! şu kâinatın tek bir katresi eksilmiyor yahut artmıyor, dönüyor bir âhenkle. hele bir bak şu güneşe, ne bir dakika geride ne de ileride. dönüyor âheste âheste. toprak değil midir yeryüzünün derisi mâhiyetinde? bak hele şu toprağın cilvesine. nasıl da Sanî'nin emrine âmâde. dön bir bak şu cemâdât, nebâtât ve hayvanâtâ! evet, dön bir bak! hele bir bak şu leşe, kalır mı iki güne? dönüyor, eksilmiyor yahut artmıyor. yaşam döngüsü diyorlar biyoloji de. gereksiz, lüzumsuz, boşuna yok bir zerre. yağıyor deme, yağdırılıyor! dönüyor deme, döndürülüyor! dur, bekle! tefekkür eyle her bir esmâlarının tecellisine. gökyüzü değil midir bir örtü mâhiyetinde? bak hele şu gökyüzünün cilvesine. nasıl da Sanî'nin emrine âmâde. yavaşla ve fikreyle! yaratılanın bu denli güzelliği, sana tefekkür ettirmiyor mu sani-i zülcelâl'in cemâlini? elhamdü lillâhi alâ dini'l-islâm ve kemâli'l-îman.. 🌱
Hatıralar da dal istiyor, kuşlar gibi konacak..
Önce bütün şairlere selam Sonra şunu söylemek isterim Ölüm hiç de güzel değil Ne sabah var ne akşam. Sokakların ellerinden öperim Bana yaşamasını öğretmişlerdi Dost olsun, düşman olsun İnsanlara iyi günler dilerim. Söyle sarı saçlı daktiloya Ben yokum artık Vefasız dostlara hatırlat Kimseye kalmaz o dünya. Nasıl unuturum güzeldi yaşamak Fakat hakkı varmış Oktay'ın "Hâtıralar da dal istiyor Kuşlar gibi konacak."
Reklam
Senden Sonra
Senden sonra çok yağmur yağdı. Çok insanlar geldi, anlatıp gittiler. Bir tarafımda eksik bir şeyler, her sızıda varlığını duyurdu. Senden sonra ruhum hep aksayarak yürüdü. Bu gurbetin bir gün biteceği hakikati içime ağır bir taş gibi çöreklenip kaldı. Hayatın daimi bir daüssıla, sevmenin özlemek olduğu bilinci ruhuma otağ kurdu. Senden sonra ağız
Bazen çok arzu ettiğimiz şeyler olmaz ya, çok uğraşır çok didiniriz. Zorlarız bir yönüyle. Yakınında dururuz arzu ettiğimiz her neyse, sonra daha yakın daha da yakın... Ádám Bodor, "Belki de uzaklardan bakarak görmenin sevdanın henüz denenmemiş bir yolu olduğunu düşünmüştü," der. Belki de öyledir sevgili okur. Belki de bu kadar hevesli
Gitmenin ekseriyetle iki yönü vardır. Biri neşe, umut, heyecan taşır öteki daima keder. Mevsim Yenice bir başka öyküsünde tam da bundan bahseder: "Nereye gideceğini sormuyorum. Çünkü ikimiz de biliyoruz; gitmek gitmektir, neresi olduğunun önemi yok." Bazen sadece gitmek gerekir sevgili okur. Önemi yoktur varılacak yerin, giden için de
Anneme özlem...
Bundan beş, altı yıl önceydi… Bu zamanlardı yine. Mayıs'ın ilk haftası geçmiş. Galatasaray’ım şampiyonluğa adım atmak üzereydi. Arkadaşlarla sözleştik, akşama Taksim'de şampiyonluk kutlamalarına katılacaktık... İşten eve geldim. Cumartesi akşamüzeri, koltuğa yaslandım... Televizyonda birbiri ardına sıralanmış kapitalizmin "anneler
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.