Her şeyin bir başlangıcı ve sonu var. Bu ister bir insan olsun, doğar, büyür ve ölür. İster bir aile olsun, gelişir, çoğalır ve sonunda ortadan kaybolur. İsterse de bir şehir ve kasaba olsun. Kurulur, gelişir, en parlar günlerini yaşar ve bir gün terk edilir, yok olur ve unutulur.
Tarihte böyle şehirleri çok gördük. Bir dönem ihtişamlı devletlere başkentlik yapmış, şimdi ise harabeleri arasında dolaştığımız ve antik kentler dediğimiz yerler.
Latin Amerika’da Gabo lakabı ile bilinen yazar Gabriel García Márquez’in (telaffuzu Gabriyel Garsiya Markez) Yüzyıllık Yalnızlık romanında yukarıda saydığımın hepsini bulabilirsiniz. José Arcadio Buendía’nın arkadaşları ile kurduğu Macondo kasabası, kendi yaşamı ve soyu; hepsinin bir başlangıcı, gelişme evresi, zenginleşmesi ve sonunda tamamen yok olmasını görebilirsiniz bu kitapta.