Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.26
Peygamberlerin aile saadeti hayatlarında anlatan bir kitap Allah Teala peygamberlerin de soyundan peygamber geldiğini ve onların böylece insanlara üstün kılındığı haber verilmiştir
122 syf.
·
Not rated
Şemseddin Sami'nin kadınlar için çıkardığı dergilerdeki yazılarının derlenmesinden oluşan bu kitap, cumhuriyetle nihayet geniş ölçüde kazanılmaya başlanan hakların ve ilk dönem kadın hareketlerinin Osmanlı aydınlarındaki yankılarını görmekte faydalı olabilir. 100 sene öncesinden bir yazarın elbette günümüz anlayışına ve sorunlarına dair
Herkese merhaba
Bugün sizlere bir masal anlatmaya geldim, daha doğrusu bana anlatılan masaldan sizlere de bahsedeceğim biraz, ama unutmadan şunu sa söyleyeyim bu masalda güzel şeylerin yanı sıra çok fazla acı hüzün var
Şimdi hazırsanız eğer başlıyorum anlatmaya...
Bir varmış bir yokmuş Allahı deli kulları pek çokmuş (hele bu masalda anlatılan
88 syf.
10/10 puan verdi
Bir öykü yazarı olan Kurpin, kendi döneminin Rusyasını yansıtmadaki başarısı ile tanınmaktadır özellikle kendi ülkesinde. 11 öyküden oluşan bu güzel yapıt, farklı konulara değinmekle beraber özellikle insan psikolojisi üzerinde durmaktadır.
Eserin ana temaları insan ve alaya aldığı aydın kesimin yaşayış biçimidir. Rus aile yapısı, romantik efsanelere konu olan kişi ve olayları da eserlerine aktaran yazar, mükemmel bir karma oluşturmaktadır.
Her öyküsünde ayrı dünyanın temellerini oluşturan ve bu temeller üzerinde yükselen olayların insanın iç dünyasını ne kadar başarılı yansıttığını görmekteyiz. Ben ilk defa bir Kurpin eseri okumakla beraber, yazarın tipik Rus yazarları karakteristiği gösterdiğini ve bunu Rusların genelinde bir yayılım olduğunu düşünmekteyim.
Anlaşılmamanın verdiği burukluğu ve ailenin insana kattıklarını çok iyi bir şekilde analiz etmiş bir kitaptı. Sesini duyuramamak zaten çok zorken bir de sana doğruyu ve yanlışı öğretmiş, çocukken her şeyin en doğrusunu bildiğini sandığın insanların seni anlamaması ya da duymak istememesi çok yıpratıcı bir durum. Miras kitabında da bu durum en acı haliyle anlatılıyor. Ana karakterimiz olan Bergljot çocukluğu boyunca babasından, gençliği boyunca da annesinden istismar görmüş bir karakter. Bu durumu hayatı içinde çok normal bir yere koyduğu için uzun zaman susuyor ve bir gün her şeyi anlatmak için ailesinin karşısına geçtiğinde bu istismarı kabul ettirmek için çok geç kaldığını anlıyor. Yıllarca sustuysa şimdi de susacak inancına sahip bir ailenin huzurunu bozan, ailesi hakkında iftiralar atan kişi konumuna düşürülüyor. Hatta bir yaralı parmak gibi atılıp yalandan bir aile saadeti oluşturuluyor.
Bence çok katmanlı ve gerçekçi bir kitaptı. İnsan bu kadar gerçekçi bir anlatımla karşılaşınca yazarın kendi hayatından da izler taşıyan bir hikaye okuduğunu anlıyor. Çünkü bu kadar gerçekçi ve katmanlı bir anlatımın başka bir açıklamasının olmasına inanamam.
"Bütün mesele, saadeti bulabilmektedir azizim..."
》Toplumcu gerçekçi yazar dendiğinde akla gelen ilk isimlerden biri olan Orhan Kemal'in Kanlı Topraklar kitabından sonra okuduğum ikinci kitabı El Kızı oldu.
》Çok daha özele inerek aile hayatını yansıttığı bu kitabı ince olmamasına rağmen inanılmaz akıcıydı, uzun bir süreden beri bu şekilde elimden bırakamadığım, acaba sonraki bölümde ne
Diziden farklılıkları mevcut ama doğal farklılıklar uçurum gibi değil insanların sözlerinin aksine neden? Çünkü olay örgüleri farklı zaman aralıklarında geçiyor. 100 yıl sonra günümüze uyarlanmış bir kitaptan farklı bir şey beklememek lazım.
Ali Rıza Bey'in duruşu, aile bağı, muhafazakar yapısı tamamen aynı iken, eşi de aynı şekilde tutucu, hazır cevap ve tek isteği aile saadeti olan bir kadın.
Yine aynı şekilde çocukların kişilik özellikleri de aynı leyla ve nejla daha hoppa iken, fikret daha ağır başlı. Şevket ise yanlış tercihleri ile kaçınılmaz sonunu getiren genç ve saf bir çocuk.
Aile bir bir dağılırken ali rıza beyin aklındaki tek şey en küçük kızı Ayşeyi nasıl bu kaostan muhafaza edebileceği olmuştur.
Yan karakterlerde hemen aynı olmakla birlikte sedefi kitapta göremiyoruz aynı zamanda oğuz diye bir karakterde yok ki bu gayet doğal günümüze uyarlanmış hoppa bir karakter kendisi.
Bununla birlikte leyla suriyeli bir adam tarafından isteniyor ama adam niyeti farklı olduğu için daha genç olan nejlayla arasındaki yolu açmak amaçlı leylaya ufak tefek işleri bahane ederek sırtını dönüyor. Ve nejla ile evlenip onu suriyeye götürüyor ne yazık ki nejla nin içindeki kıskançlık ve hırs onu da kötü yola sürüklüyor.
Bu şekilde dönemin havasına gore diziyle ilişkilendirip okuyabilsiniz keyifli bir kitap bir ailenin çöküşü hırslar, ihtiraslar, maddiyata duyulan aşk. Ve hayatında ehemmiyet verdiği tek şey gurur ve haysiyet olan bir babanın yerle bir oluşu..
Kitap ayet ve hadis örnekleriyle ilerliyor. Biraz tekrara kaçtığı için sonlara doğru sıkıldım ama genel olarak güzel bir kitap.
Tahlil grubumuzun aile kategorisi ilk kitabıydı tahlilde konuşulacak çok şey oldu.
cok guzel dersler veren inanilmaz sicacik bi kitap. sadece tek bi seyi inanilmaz sacma buldum, laurie bu kadar askindan olurken(sozde) amy'ye nasil asik oldu? hadi laurie oldu, amy onceden ablasina asik bi erkegi nasil kabul etti? bunlarin da hepsini gectim, jo'ya asla hakettigi ask hikayesi verilmedi bence kitabin sonunda cok aceleye getirilmis bi hayat yazilmis, kizlar butun isteklerini ve hayallerini ne kadar aksini iddia etseler de esleri ve cocuklari icin rafa kaldirdilar; hakettikleri son iyi aile saadeti kurulan sonlar degil daha basarili olduklari sonlardi bence. ozellikle jo romanini yazip inanilmaz basarili olmaliydi, gercek basari iyi bi ese ve cocuga sahip olmak degildir, olmamali.
İnsanın evi anlaşıldığı yerdir.
Kitap iki insanın gerek yaş farkından gerek karakter farklılıklarından oluşan bir aşkın hikayesi gibi olsa da benim bu kitaptan çıkardığım tek anlam "yaşanmışlık". İnsan hayatında gerçekten dönüm noktası dediği şeyler yaşamışsa bir daha aynı insan olarak kalamıyor. Sahte kalabalıklar, geçici anlık zevkler anlamsız geliyor. Bu hayatın anlamsızlığını yaşamış biriyle, hayatla yeni tanışan ve mutluluğu insanların boş övgülerinde samimi olmayan kalabalıklarında arayan biri, beraber mutlu olabilirler mi?
Miyahloviç hayatı anlamış ve mutluluğu insanlara iyilik yapıp sakin bir köy hayatı isteyen ve uzlette şifa bulmak isteyen biri. Maşa ise hayatı yeni yeni tanıyan övgülerle, kalabalıklarla yaşamak isteyen genç bir kız. Her ne kadar Maşa Miyahloviç'e başta ayak uydurmak istese de kendisi bir şeyler yaşayıp anlamadan Miyahloviç'i hiçbir zaman anlayamadı. Ta ki ona zevk veren o büyülü tatlı anlamsızlığı yaşayana kadar...
Gerek evlilik gerek yakın arkadaşlıklar da buna çok inanıyorum. "Yaşanmışlık" ve anlayış. Bir insanın birini anlayabilmesi için ya yüksek düzeyde empati yapabilmesi gerekiyor. Ya da bu hayatın anlamsızlığını bir kez olsun yaşamış olması gerekiyor.
Diğer türlüsü insanın kendini anlatamaması ve bu defa kendini herkese kapatmasıyla son buluyor.
İnsanın evi anlaşıldığı yerdir...
