Valla biz bu serinin köpeğiydik köpeği, ne yalan söyleyelim. Ergenlik yıllarım Edward'a, büyümemle de kademeli olarak Emmet ve Jacop'a hayran olmakla geçti. Şimdilerde 27 yaşında bir yetişkin olarak da "Bella'nin babası da fena değilmiş hee kütür kütür" diyorum.
Bu kitabı ise taaaa o yıllarda, İnternete sızdırıldığı zamanlarda okumuştum maalesef. Ha maalesef diyorum ama şimdi olsa yine aynısını yaparım... Tabii yazar on yıllık dargınlığa bir son verip de kitabı tamamladığında ilk işim gidip satın almak oldu, ayıp olmasın. Böylece yıllar öncesinin kefaretini ödemiş oldum. Yani... Bence...
Kitaba gelince, zaten yarısını şu vakte kadar elli bin kere okuduğum için ezberimdeydi. Ama hep dedim, yine diyorum: keşke bütün seri Edward'in ağzından anlatılsaydı. Bella biraz durgun zekalı olduğu için onun perspektifinden okumak bazen okuyucuyu darlayabiliyor. Edward daha şairane biri. Yani onun da mazoşist boomer yanı bayıyor bazen ama ne yapalım, olsun o kadar.
Eğer siz de ergenliğinizi twilight ile geçirdiyseniz utanmayın kardeşlerim. Utanmayın rahat rahat söyleyin bu halkın neyinden utanacağız zaten, elimde gezdire gezdire toplu taşımada, iş yerinde okudum vallahi. Siz de okuyun. 2009'da bir güne ışınlanmış gibi misssss gibi oluyorsunuz. Yazar yüz tane daha twilight kitabı çıkarsın, yüzünü de yüz kere okurum.