144 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 26 hours
Stepford Kadınları / “Sonunda, o güne dek tanıştıkları kadınların, özgürlük yolunda tek bir adım bile atmaya niyetli olmadığında anlaştılar.” Herkese merhabalar !Stepford Kadınları’nı indirimde görünce almıştım, iyi ki de almışım! Konusuna gelirsek; Joanna eşi ve iki çocuğuyla Stepford kasabasına taşınıyor. Bu kasaba gerçekten kusursuz, varlıklı ailelerin mutlu mesut yaşadığı bir yer. Ama bu kasaba erkekler üzerine kurulu. Yani kadınlar ev işi yaparken erkekler işe gidip “erkekler kulübü” denilen yerde takılıyor. Joanna da oldukça feminist bir kadın ve kasabadaki bu duruma anlam veremiyor. Bu durum hakkında bir şeyler yapmak istiyor ancak başarılı olup olamayacağını kendi bile bilmiyor. Kısa bir kitap olmasının yanı sıra anlatımından dolayı aşırı akıcı bir kitap. Aşırı heyecan verici sahne olmamasına rağmen her sayfayı merakla çevirdim. Sabah başladım akşamına bitmişti. Yazarın dilinin yalınlığı bence çok güzeldi, tam olması gerektiği gibiydi. Kitaba bayıldım! Bence hem konu hem karakterler çok ustaca işlenmiş. Son sözü okumadan önce “aaa böyle mi bitecek?” derken son söz kitabı tamamladı. Detaylar diyorum başka da bir şey demiyorum! Okumayan herkese öneririm, ben çok severek okudum. bakmalısınız. ,
Stepford Kadınları
Stepford KadınlarıIra Levin · İthaki Yayınları · 2022805 okunma
280 syf.
7/10 puan verdi
Oscar Wilde diyince herkes "Mutlu Prens" isimli çocuk kitabını bilir yani ben öyle biliyordum ama sansasyonel özelliklere sahip "Dorian Gray'in Portresi" isimli kitabı da çok meşhurmuş ve biz de kitap kulübümüzün bu ayı için bu kitabı okuduk. Kitap eşcinsellik özelliklere sahip olduğu için sansürlü bir şekilde karşımıza çıkıyor Can Yayınları'nda. Sansürlü okuduğum için eşcinsel ögeler pek yok o kısımla ilgili yorum yapamayacağım. Kitapta Basil isimli bir ressamın Dorian Gray isimli aşırı yakışıklı, kusursuz bir adamın portresini yapması ve yakın dostu Lord Henry'nin Dorian ile tanışması üzerine başlıyor. Bu üçlü insandaki id, ego, süperego üçlüsünü temsil ediyor gibi geldi. Basil süperego,Henry id, Dorian ikisi arasında sıkışıp kalmış biri... Henry'nin etkisiyle hazzı, güzelliği, gençliği kutsallaştıran Dorian kendi portresini kıskanır ve dileyecek başka bir şey yokmuş gibi " Ben hep genç kalsam benim yerime portrem yaşlansa, bunun uğruna şeytana ruhumu bile satarım." der ve dileği gerçekleşir. Bundan sonra Dorian genç kalmakla birlikte ruhu satılık olduğu için hep kötü şeyler yapar, bu kötülüğün izleri de portresine yansır her geçen gün. Kitabı sevdim gibi de ama çok da yer etmedi bende. Anlamlandıramadığım duygular besliyorum bu kitaba.
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde · Can Yayınları · 201873.5k okunma
Reklam
512 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 9 days
Herkese merhabaaa! :) Bugün size düşündüğümden çok daha fazla sevdiğim
Kızıl Sarmaşık
Kızıl Sarmaşık
kitabından söz etmek istiyorum. Leyla Emirsoy, biricik babası, kardeşi gibi sevdiği dostu ve aşkla olmasa da sevgi ve saygıyla bağlı olduğu erkek arkadaşı ile maddi manevi her şeye sahip olduğu kusursuz bir hayata sahiptir. Ya da en azından o öyle sanıyordur. Ta ki
Kızıl Sarmaşık
Kızıl SarmaşıkAyşenur İnce · Parola Yayınları · 202443 okunma
152 syf.
·
Not rated
Tek bir insanın bir dilin kaderini nasıl değiştirdiğini anlatan kusursuz bir eser. Yazar, anlatıları görsellerle destekleyerek etkili ve akıcı bir anlatım sağlamış. Sadece dil özelinde değil; tek bir insanın bile aslında geleceğe ne büyük yön vereceğini başarılı bir şekilde anlatıyor. Ayrıca kitapta dönemin Osmanlı'sını görmek de bizim için eseri daha ilgi çekici hâle getiriyor.
Dil ve İşgal
Dil ve İşgalTaha Kılınç · Ketebe Yayınevi · 2024115 okunma
151 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 23 hours
Yaşar kemal Teneke
Bu kitabı kaymakamlık imtihanına hazırlandığım dönemde bir hocamın tavsiye üzerine okumaya başladım. Kötünün kazandığı kitap/film hep bir yarım kalmışlık hissi uyandırıyor bende. Bu da onlardan biriydi. "Kul kusursuz olmazmış." (s. 87) Bir kaymakam... Fikret IRMAKLI... Genç daha, ilk görev yeri. Ne umutlarla başlarsın bazne meslek hayatına ama öyle insanlar vardır ki gerçek hayatın okul sıralarında ki, kitaplarda ki gibi olmadığını görürsün. "Sen sen ol görünüşe aldanma, insanlar iki yüzlüdür." İki bile değil bin bir yüzü var insanların. Sana nasıl göründükleri çıkarları doğrultusunda değişiyor. Çeltik zamanı ağalar köylere kadar çeltik ekmek istiyor, sıtma almış başını gidiyor, her yıl yüzlerce çocuk ölüyor. Şimdi bu kaymakam çeltik ektirip ölümlere destek mi olsun, izin vermeyip ağalara düşman mı? Genç bir kaymakam zengin acımasız köy ağalarıyla, yozlaşmış bir düzenle mücadelesi! Keşke her şey Kemal Sunal'ın "Deli Deli Küpeli" filminde ki kadar basit olsa ve kaymakam gelip bütün sorunları çözebilseydi. Dost bir iken düşman bin olur. Karşında yalnızca mücadele ettiğin insanlar değil yanında durduğun insanları da görebiliyorsun bazen. Bazen seni oraya atayan devlet bile karşında yer alıyor. "Ölüm var dönüm yok." En büyük mücadeleler kararlılıkla başlar. En büyük yok oluşlarda... Ama hayata karşı dik durmanın cümlesi bu: "Ölüm var dönüm yok." Kitap 150 sayfa ama şuan bende 5000 sayfalık duygu var.
Teneke
TenekeYaşar Kemal · Adam Yayınları · 19959.8k okunma
·
Not rated
HER KALBE BAHAR GELİR ama... BAZILARI ?AÇAR.
Eğer özünde iyi bir insan olmayı başarabilirsen hayat karşına çıkan kötülükleri bile bir buket çiçekle sunar sana". ( Bence herkes özünde iyidir. İnsanı kötülüğe sürükleyen başka insanların ta kendisidir. Şeytan insanın kendi içindedir.Tutsak etmekte azad etmekte bize bağlı.) Nutkum tutuldu resmen. Baştan sona kadar nefes almadan
Her Kalbe Bahar Gelir
Her Kalbe Bahar GelirEzgin Kılıç · Destek Yayınları · 2020435 okunma
Reklam
·
Not rated
"Arkadaşlarım bunun farkında değil ama ben bu bağlantıların üstünde ya da dışındayım. Onlar gibi davranmaya, onlara benzemeye çalışıyorum, lakin içim farklı, işte romanı yazan zavallı arkadaşımın inemediği derinliklerden biri de bu. O beni, politik geçmişi olan ve Kuzey sürgününe savrulmuş, sıradan insanlardan biri sanıyor. Başımdan geçenleri, benden daha ilginç buluyor. İçimdeki derin ve köklü karanlığın farkında değil. Çünkü insanları konuşarak tanıyamazsınız. Konuşmak, canlı yaratıklar arasındaki en etkisiz iletişim aracı. Dil yalan söylüyor, olanları çarpıtıyor, insanlığın hiç bıkıp usanmadığı klişeleri tekrarlıyor. Bu yüzden, insanları dinlemek onları anlamak için yeterli değil." 12 Mart rüzgârlarının İstanbul’dan Stockholm’e savurduğu bir mülteci olan Sami Baran, yattığı hastanede Türkiye’den bir hastayla karşılaşır. Bu adam, başına gelenlerin sorumlusu olarak gördüğü eski bir bakandır. Ondan intikamını almak amacıyla Şili, Uruguay, İran gibi farklı ülkelerden gelmiş mülteci arkadaşlarıyla birlikte bir plan yapar. Ancak, bu planı gerçekleştirmek o kadar kolay olmayacaktır: Sami Baran, anadilin yeri geldiğinde düşmanla da anlaşma aracı olabileceğini hesaba katmamıştır. Ve bu, planın önündeki engellerden sadece biridir... Zülfü Livaneli’nin usta kaleminden, sürgün yaşamı ve öldürmek-bağışlamak ikilemi üzerine, okurları ve eleştirmenleri değişik kurgusu ve beklenmedik final(ler)iyle de etkileyen, kusursuz bir roman.
Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm
Bir Kedi, Bir Adam, Bir ÖlümZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 202123.9k okunma
216 syf.
·
Not rated
Kadınların değerini erkeklerin gördüğünü gösteren, kadınlar olmasaydı neler olabilirdi adlı feminist bir bilim kurgu. Kadınların çoğu zaman sadece çocuk bakmak, ev işi yapmak ve ilişkisel bir obje olarak görüldüğü toplumlara ithaf edilmiş. Aslında bakacak olursak bunların hepsi için dahi kadınlar çok kıymetli ama ne kadar değeri biliniyor? Tartışılır. Kadınlar olmasaydı bunların hiçbiri olmazdı elbette ama erkekler olmadan da olmazdı bence. Kadınlar erkekler hepsi kendi içinde önemli ve kıymetli varlıklar. Herkes herkesin kıymetini bilmeli Zaten bu kadar kusursuz bir ülkede yaşamak nasıl olurdu acaba? Büyük ihtimalle ben sıkılırdım, sıkılırdık.
Kadınlar Ülkesi
Kadınlar Ülkesi
Kadınlar Ülkesi
Kadınlar ÜlkesiCharlotte Perkins Gilman · İthaki Yayınları · 201812.3k okunma
360 syf.
10/10 puan verdi
Aşkın -De Hali
Çok tatlı bir kitaptı. Sevinirken bir anda hüzüne boğulabilirsiniz. 6 karakterin altısının da hayatının bir kesişim noktası var ve hiçbiri kusursuz değil. İçlerinde beni en etkileyen Deniz oldu. Onun yalnızlığı beni çok yaraları. Hepimiz aslında kendi açımızdan haklıyız değil mi? Kim o zaman bu haksız olanlar? Defne bir gün metro da su almaya gidiyor ve ortadan kayboluyor. Kitabımız da bu şekilde başlıyor.
Aşkın -De Hali
Aşkın -De HaliBüşra Yılmaz · Epsilon Yayınevi · 2022672 okunma
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.