80 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Doğayı, vatanı, insanları, aşkı çok güzel kaleme aldığını bildiğimiz Aytmatov tasvirleriyle yine şaşırtmadı. Savaş zamanını, o zamanda yaşanılanları, aileleri, yıpranmaları ve en önemlisi de güzel bir aşkı betimlemiş bize bu kitabında. Şen şakrak, çalışkan, herkesin hayranlık duyduğu Cemile’nin askerde olan eşinden lütfetmiş gibi tek bir selamı için beklediği zamanları ve sonrasında ise savaştan gelen, sakatlanmış, kimsesiz, sessiz sakin, aldırış edilmeyen Danyar’la olan hikayesini akıcılığını bozmadan, gereksiz süslemeler yapmadan anlatmış yazarımız. Gözle görülmeyen, varlığı kimse için bir önem teşkil etmeyen, yokluğu kimseyi korkutmayan Danyar’ın türkü söyleyerek kendini, vatan aşkını, ruhunun derinliklerini açığa çıkarması ve sonrasında gelişen tüm olaylar…❝Bir insan kendini gösterecek bir şey yapmazsa, yavaş yavaş unutulur gider.❞ diyor ya zaten Cengiz Aytmatov da. Danyar kendini gösterdi ve çok şey kazandı. “Dünyanın en güzel aşk hikayesi” olarak takdim edilen bu eser, dünyanın en güzel aşk hikayesi mi tartışılır lakin güzel bir aşk hikayesi benim zannımca… Aşkınız güzel, okumalarınız keyifli olsun.
Kitaba sanırım çok büyük bir beklentiyle başladım. Genel olarak anlatım dili, hikayenin işleyişi ve kurgu çok güzeldi ama böyle nasıl denir ki vurucu bir kitap değildi benim için. Konusunu hiç bilmeden okumaya başladığım kitabın nasıl bir sonuca varacağını tahmin etmek biraz hikayenin tadını kaçırdı. Zaten kısacık bir kaç saatte okunacak bir kitap. Konusuna gelecek olursam savaş döneminde bir köyde farklı karakteri ile dikkat çeken Cemile’nin hikayesini okuyorsunuz. Kırgızistan’ın savaş dönemini aynı zamanda örf ve adetlerine de değiniyor. Sevdim mi bilemedim. Yazarın kalemini beğensem de sanırım yeni bir kitabını almaya şimdilik elim gitmeyecek.
80 syf.
8/10 puan verdi
Cemile inceleme
Spoiler içerir!!!
.
.
.
Okuma alışkanlığını kazanmaya çalıştığım ilk zamanlarda okuduğum bir kitaptı "Cemile". İlk kez Cengiz Aytmatov okuduğumda ortaokul sıralarındaydım ve o zamanlar Cemile'yi çok yargılamıştım. "Ben ne okudum?" diye düşünmüştüm. Eminim ki benim gibi Cemile'yi yargılayanlar da olmuştur, hak verenler de. Bu noktada okurlar ikiye ayrılıyor.
Peki, şimdi okuduğumda ne hissettim?
Yazarın güçlü kalemini, bozkırda geçen aşk hikayesini, insanların savaş zamanında çektiği zorlukları ve en önemlisi Cemile'yi bu sefer yargılamadım ve destek verdim. Günümüz düşüncesiyle bakmak biraz yanlış olurdu. Bu yüzden kendimi o zamanlara ışınladım ve Cemile'yi haklı çıkardım. O yıllarda yaşanan büyük kayıplar nedeniyle erkek nüfusu çok azaldığı için birçok konuda büyük eşitsizlikler yaşandı. Mesela sakat insanların, yaşlıların ve çocukların tarlada çalıştırılması. Cemile'nin kocası Sadık, askerde uzun zaman geçirdiği için birlikte fazla vakit geçirememişlerdi. Sadık, ailesine ara sıra mektup gönderir ama Cemile'ye iki çift güzel söz yazmazdı. Belki de ailesi de bu mektupları okuduğu için güzel sözler yazmaktan çekinmiştir. Ancak durum ne olursa olsun, her kadın ilgi ve şefkat ister. Bu yüzden Cemile'nin Danyar'a gitmesini doğru bir karar olarak görüyorum. En azından kendisini seven bir adamın yanında olmayı tercih etti. Bu aşk hikayesi hakkında söyleyeceklerim bu kadar. İyi okumalar...
207 syf.
·
Not rated
Cengiz Aytmatov okumalarım devam ediyor zira geç bulduğum daha doğrusu bir hazine olduğunu bildiğim halde görmezden geldiğim bir hazine membaı Aytmatov. Aytmatov'un çoğu eserinde ana tema "İkinci Dünya Savaşı’nın getirdiği sefalet, hasret, müşkülat" ve buna bağlı olarak etkilenen insanların hayatıdır.
Sultanmurat ile başlayayım
Aşk mı?sadakat mı?.
Değişik hisler içerisinde okuduğum bir kitap oldu açıkçası. .Çoğunlukla topluma ters olan şeyler var ama güzel de bir aşk var.
Cemile ,zengin bir aileye gelin giden güzel bir kadın. Köyün neredeyse tüm erkekleri gibi onun da kocası savaşa gitmiş ve hastanede yatıyor. Tüm erkek işlerini köyün kadınları yapmak zorunda ..Cemile'nin en büyük yardımcısı ve arkadaşı ;"kicine bala "dedigi küçük kaynı.Sonra bir savaş gazisi olan Danyar geliyor köye ve beraber çalışmaya başlıyorlar ve güzel bira ask hikayesi başlıyor. Tabi burda bence temel sorun,kaynının bunu bilmesi ve hatta çanak tutması..O çocuğunsa en büyük hayali bir ressam olabilmek..
Aytmayov un en ünlü eserlerinden "Cemile"
Fransız şair Louis Aragon öyle etkilenmiş ki öyküden, Fransızcaya çevirmiş ve kitap Aytmatov un Avrupa'da tanınmasını sağlamış..
Cengiz Aytmatov dünya edebiyatının tanınmış önemli yazarlarındandır. Aytmatov, milletinin tarih boyunca kazandığı sosyal, kültürel, ahlakî, edebî, askerî yani bütün maddî ve manevi zenginliğini eserlerine yansıtmış, yaşadığı coğrafyanın insanının tarih içinde kazandığı değerleri, acılarını, kahramanlıklarını, tecrübelerini yazıya döküp ölümsüzleştirmiş, halkının içine düştüğü zor durumları eserlerinde en güzel şekilde anlatmış, onların çözümlerine dair ipuçları göstermiş, eserlerinde kendi ifadesi ile ‘tipik insan’ı ortaya koymaya çalışmış bir yazardır.
Cemile, onun dünya çapında tanınmamasını sağlayan kitabıdır. Bütün erkeklerin savaşa gönderildiği köyde geride kalan yeni evli kadınlardan birisidir o da. Onlara düşen erkeklerin yokluğunda evi çekip çevirmek ve asker yolu gözlemek , tabi eğer geri dönerlerse.
Kitap zaten kısa olduğu İçin hakkında çok bilgi vermek istemiyorum .Dünyanın en güzel aşk hikayesi olarak yorumlanmış kitap bir yasak aşkı konu alıyor. Bu biraz iddialı bir yorum olmuş bana kalırsa. Ama yaşanlar bize savaş sürecinde ahlaki anlamda çöküşler yaşandığını da göstermiş oluyor. Kitabın dili yalın ve oldukça akıcı ve
bir çırpıda çerez niyetine okunacak türden. Okuyacaklara keyifli okumalar dilerim.
