Somut bir varlık, en küçük bir nesne, sıradan bir hayal ve kaybolmaya yüz tutmuş bir anı Proust’un aynasında öyle bir başkalaşım geçirir ki, dağılan parçacıkların bir araya gelmesiyle kendini yenileyen düş gücü ve onu oluşturan halet-i ruhiye, tek kelimeyle hayran kalınası bir incelik kazanır. Bu olağanüstü ayna, adeta bir sihirli değnek etkisi