Ortalıkta Avrupa güçleriyle baş edebilir nitelikte tek devlet olarak Osmanlı'nın kalması, bütün esir toplumları oradan yardım istemeye yöneltmişti. 19. yüzyılın ilk üç çeyreğinde, Cezayir'den, Tunus'tan, Büyük Sahra'dan, Hive, Hokand, Buhara hanlıklarından, Kaşgar'dan, Hint'ten "son İslâm devleti"nin başkentine elçiler gelmiş yardım istemişlerdir.
Kısacası İstanbul bu derece son sığınak niteliği kazanmıştı.
Sayfa 80
Halkın gözü açık değilse zulmün nereden geldiğini anlamaz. İstibdatı besleyen şey, evvel be evvel halkın terbiye ve uygarlık ilerlemesindeki düzeyidir, kendi çıkarına çalışan bunu yaratır.
Sayfa 71
Read a book
148 syf.
·
Not rated
Reader Follow Recommendations
Hayat vedalarla doludur ve ancak vaziyet bizi şaşırtabilir. Şövalye kendine sunulan hayat için memnuniyet duyar. Ölümden korkmaz, bir şövalyenin başladığı işi diğeri tamamlar.
Sayfa 119
Welcome to Türkiye
Bir sistemi, bir mekanizmayı işletmek yerine her işi yapan yönetici türüne ancak geri kalmış ülkelerde rastlanır. Kuşkusuz Osmanlı Devleti de 19. yüzyılın sonunda tam anlamıyla geri kalmış bir ülkeydi...
1884'te Ermeni ihtilalciler büyük çapta bir isyan hazırladılar. Türklerin böyle bir hareket karşısında duraksamadan şiddete başvuracaklarını çok iyi biliyorlardı, ama Avrupalı güçlerin dikkatlerini üzerlerine çekmek için kendi insanlarını harcamaya kararlıydılar.
19. Yüzyılda Avrupa'da yayınlanan gazete ya da dergi yoktur ki, abartmasız her sayısında, Türk düşmanlığını ve Osmanlı devletinin yıkılması gerektiğini ileri sürmesin.
Sayfa 46
Abdülhamit tüm olanların sonucunda kimseye ve kendisine aktarılan hiçbir şeye inanmaz bir tutum içine sürüklenmiş oluyordu. Ne rastlantıya ne de yanlışlığa inanabiliyordu.
Sayfa 33
coin satmadan önce ben
Nuh Peygamber tufandan önce gemisini hazırlamıştı; siz de hayatın kaçılmaz fırtınalarına karşı zihninizi hazır tutmalısınız. Düşünce eylemden önce gelir. Sakin ve huzurlu zamanları nasıl yaşadığımız, sorunlu dönemlerde nasıl davranacağımızı gösterir.
Sayfa 91
Bir şövalyenin sabrını taşıracak tek şey vardır: Adaletsizlik. Her gerçek şövalye daima insanlık onuru için savaşmalıdır.
Sayfa 73
Zarafet değişimi kabul etmektir. Açık ve esnek olabilmek, bükülebilir olmaktır.
Sayfa 63
Bir şövalye hizmetkârların en iyisidir; terk ettiği yeri bulduğundan da temiz bırakır. Çevresi, onun ruh halini yansıtır.
Sayfa 31
Bir tırtılın dönüştüğünü hayal edin; uçabilme sevincini hissetmeden şiddetli bir acı yaşıyor olmalı.
Abdülhamit'i değerlendirmede yeni bir ufka vardım. Kanuni olmanın kolaylığı, Abdülhamit olmanın zorluğu'nu vurgulamanın gerektiğine inandım.
Sayfa 10
Sarayda tek borçsuz ama gösterişsiz yaşayan Abdülhamit'ti. Mallarını kendisi idare ederdi. Çiftliğinde toprak işleriyle uğraşıyor, koyun besliyor, üstübeç madeni işletiyor, hatta borsa oyunlarından para kazanıyordu.
Sayfa 21