Sezai Karakoç'un kısa oruç yazılarından derlenmiş Samanyolunda Ziyafet...
Orucun tanımı, oruç ve çocuk ilişkisi, bayram gibi birçok konuyu ele alan Üstad, bizlere sadece orucu değil, dirilişini, ömrünü, ruhu okşarcasına ramazanın coşkusunu, idrakını hissettirmeyi amaçlıyor âdeta.
Aslında orucun sadece oruç değil birçok anlam barındırdığını, oruç vakitlerinin ve saatlerinin öylesine denk gelişinin derin anlamlar ifade ettiğini, sayfaları çevirdikçe anlıyor ve gönüllerde hissettiriyor okura.
Aynı zamanda geçmişe bir yolculuk yaptırıyor bize.
Masum, sakin, huzurlu, kötülüklerin iyilikleri çoğaltarak örtüldüğü o çağa çocukluğumuza götürüyor.
Gece uyumayıp, öğlen vakitlerinde uyanan, uyanınca da bilgisayar başından kalkmayan, robotlaşmış çocuklardan değil.
Oruç tutmak için ağlayan, sahura kaldırılmadı diye sahursuz oruç tutan,
Orucu ilk olarak tuttuğu gün havaya kaldırılıp baş üstünde gezdirilen, omuzda taşınan çocukların da varlığından söz ediyor.
Ve o çocuklardan olduğumuzu anımsatıyor bizlere...
Temizlenip arınmamıza fırsat tanıyan mübarek Ramazan ayında kendisiyle tanıştığım bu güzel kitabı umumen tavsiye ederim.
.
*Ey batılılar, ey ay yüzünden mahrum olanlar!
Müslümanın kalbi ile oynamayın. Olur ki onun ışınlarından daha kudretli olan karb ışınlarının öldürücü etkisini alırsınız.
Bırakınız, ey avrupalılar, yüzünde ve yüreğinde her an bir ay bölünen, bir şakkulkamer mucizesi vuku bulan müslümanların iyileştirici ışıkları sırtınıza vursun, size şifa olsun ve sizi diriltsin.
Sonra oradan yüzünüze sızan, size ve bize yetecek