Unutulmuşların sesi, ikinci bölümde sürgünlerin, kaybedenlerin, bin yıllık topraklarından koparılıp atılan bütün kavimlerin hikayesine dönüşüyor. Herkesin barış içinde yaşadığı Mezopotamya toprakları kanla sulanıyor. Bedirhaniler yeniliyor, isyancılar her biri dünyanın başka bir kıyısına sürgün ediliyor ya da öldürülüyor. Mir, önce İstanbul’a, sonra Girit’e ve Şam’a sürgün edilimiştir ve orada yoksulluk içinde hayat mücadelesi vermektedir. Dengbêj Biro ve Esther de ardı sıra. Büyük umutlar sürgünle, göçle yeniden tarihin sayfalarına gömülüyor..
Yaşamak istiyorlar sadece, fazlasını değil. Kendi topraklarında, eskisi gibi. Ama hayat için, yaşamak için kaçmak lazım şimdi, toprağı terk edip gitmek lazım..
Zülfü Livaneli’nin kaleme aldığı kitap, on beş bölümden oluşuyor ve Livaneli’nin gençlik hatıraları ve şiirleri dolduruyor yaprakları.
Sürekli yenilik peşinde koşan, merak etmeyi ve öğrenmeyi bir an olsun bile bırakmamaya çalışan, hayatın her alanına sanat penceresinden baktığı için de kişisel planları ön planda tutanları anlayamayan ve yaratıcı olmanın yolunu böyle kişilerden kaçmakta bulan bir adamın anıları.
Dicle'nin Yakarışı, Kürt, Türk, Arap, Ezidi, Nasturi ve Ermeni halklarının birlik içinde, kardeşçe yaşadıkları çokkültürlü Mezopotamya coğrafyasının dünüyle bugünü arasında sağlam köprüler kuran modern bir destandır.
Toplumsal belleğin temsiline dönüşen Dengbêj Bıro kısılan seslere, üzeri örtülen acılara, unutulanların, yok sayılanların yaşanmışlıklarına, geçmişe olduğu kadar bugüne de nefes verir. Bu soluksuz ve uzun yolculukta kâh keyiflenir, kâh hüzünlenir, sevinçlere, kederlere ama en çok ölümlere, kanlı katliamlara tanıklık eder. Mehmed Uzun, Bıro aracılığıyla Botan emirlerinin soyundan Mir Bedirhan'ın yaşamını karınca sabrıyla, ilmek ilmek işlerken Ester'i, Heme'yi, Gulîzêr'i, Armê'yi, Mam Sefo'yu ölümsüzleştirir, "Dicle'nin Sesi"ni çoğaltarak okurla buluşturur..
Elia ile Yolculuk'ta da bu topraklardan yüzyıl önce ayrılmak zorunda kalan Elia Kazan'ın anısı kaleme alınmış. Elia Kazan'ın Livaneli ile doğduğu topraklara yaptığı bu yolculukta ailesinin, doğduğu yerin, milliyetinin ve en sonda da yaşadığı yerin hayatındaki etkilerine yer verilmiş. Bir yol arkadaşlığı kitabı..
Elia ile YolculukZülfü Livaneli · Karakarga Yayınları · 202010,8bin okunma
Baz devletin derinliklerinde, yalancı bir geçmişle beslenmiş bir komutan, Kevok, üniversiteyi bırakıp sevdiğinin ardı sıra dağları mekan tutan idealist bir genç kız. Ve bununla birlikte akıp giden, bir halkın makus talihi ve gelecek işaretleri. Yazgıları, onları en umulmadık zamanda buluşturup ölüme yolcu eder..
Eser, 1870'lerin Rusya'sında, toplumun üst sınıfına mensup kimseler arasında yaşanan birbirinden bağımsız iki aşk macerasını anlatır. Olaylar Moskova'da, Sankt-Peterburg'da ve asilzadelerin yazlık malikanelerinde geçer. Romanda dürüst bir evliliğin mutluluğu ile yasak bir ilişkinin düş kırıklıkları karşılaştırılır; sadakat, tutku, kıskançlık gibi temalar işlenir; bir yandan da o dönemde Rusya’da kadınların durumu, eğitim reformu gibi konular dile getirilir..
Anna KareninaLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Yayınları · 201939,2bin okunma
Çok değerli bir kardeşimin yıllardır emek emek ilmek ilmek işlediği o güzel yüreğinden kaleme aldığı ilk kitabı okuyucuyla buluştu. İçeriğinde Kürtçe ve Türkçe şiirleri barındıran bu kitap yazarın yaşamına sığdırdığı anıları toplumsal bir pencereden halkların kardeşliğini de ele alarak güzel bir eser var etmiştir. Şimdiden keyifli okumalar..
Helbest Û ŞiirYakup Kayan · Nas Yayınları 64 · 20231 okunma
Ahmet Ümit'in harika kaleminden yine muazzam bir eser.
Orta yaşı geride bırakmış, tüm yaşamları Beyoğlu'nda geçmiş üç arkadaş; Selim, Kenan ve Nihat. Selim'in ağzından dinlediğimiz hikâyede üç arkadaşın, Kenan'ın ölüm deneyiminin ardından değişen hayatları ele alınıyor. Hayatını yeniden anlamlı kılmak için çırpınan Kenan, içine girdiği çukurun farkında değildir. 3 çocukluk arkadaşı hayatlarına kariyerlerini başarılı bir şekilde idame ettirerek devam ederken kendilerini bi gizem içerisinde bulurlar ve bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır..
Kuzey kutup topraklarında insanlar sarı maden bulmuşlardı ve bu sarı maden için herkes kuzeye hareket ediyordu. Bunun için de insanlar köpeklere gereksinim duyuyorlardı. Güneydeki çiftliklerden birinde, tüm yaşantısı aylaklık ve tembel tembel güneş altında vakit geçirmek olan Buck adında bir köpek vardı. Bir çiftlik köpeği olan Buck’ı bir gün kaçırırlar ve hikaye başlar..
Vahşetin ÇağrısıJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202332,2bin okunma