Sait Faik Abasıyanık öykücü. Adalı, Adapazarlı. Kısa öyküleri hayatın içinden, doğal, tatlı dilli. Güzel bir Türkçeyle yazar. Okunduğunda öyküleri gülümser bir yüz bırakır geride. Kimi zaman da acı bir tebessüm. Sevgi adamı Sait Faik.
Türk öykücülüğünün öncülerinden. Ömer Seyfettin ile birlikte anılır Sait Faik. Ömer Seyfettin'den farklı olarak, durumları öyküleştirir.
Seçme Hikayeler'i muhtelif öykü kitaplarından derlenerek oluşturulmuş. Kitabında 20 öykü var.
Stelyanos Hrisopulos Gemisi, bir ada hikayesi. Deniz var, balık var, balıkçı var...
Zemberek, sıkılmış öğrencilerin dersleri kaynatma hikayesini anlatılır. Başrolde saat ve zemberiği var.
Çamaşır İpleri ve Don Gömlek Hayaletleri, mahkemede geçer. Sait Faik için hikayelerini mahkemeleri dinleyerek yazar demeleri boşuna değil.
Ben Ne Yapayım?, başka bir şey yapamayacak bir yazarın, yazarlığın "beş para" olmadığı dönemin hikayesi... Yani her zamanki dönemin... Yanii şimdiki zamanların.
Havuz Başı, "Herkesler geçti, siz geçmediniz. Yüzünüzü göremedim. Bayramım, çocukluk bayramım salıncaksız geçmiş gibi gözüme yaş doldu." s.29.
Uzun Ömer, uzun olmanın verdiği dertlerden bahsediyor. "Kadınlar benden korkmakla haksızlık ediyorlar, dedi. Ben de kendi halinde bir kadınla evlenmek isterim. Hem doktorlar da izin veriyor. Ben de herkes gibiyim."
Diğerlerini yazmayacağım:) Okuyacak olanlara saygısızlık olmasın. Her öykü ya da yazı, okuyucusunun kendi yorumuyla yeniden yazılır. Buradakiler benim yorumum:))