Insani biyolojik, fizyolojik, kimyasal, psikolojik, sosyal, felsefi... akliniza gelebilecek maddi manevi her yonden inceleyen ve anlatan, bunu da besiktekinden esiktekine herkesin anlayabilecegi sade bir dille yapan ender bir kitap.
Allahım! Bana, taklidin alçak ve adi yoksulluğun¬dan kurtuluşu bağışla ki, miras ve anane kalıplarını kı¬rabileyim; batı'nın döktüğü kalıplara karşı durabile¬yim. Ve -onlar ile bunlar gibi- konuşmayanları lisanım¬la sarsabileceğim bir güç ver!
Farklı olmak,farklı bakmak,farklı görmek ve farklı düşünmek canlılık,hareket,yenilik ve alternatif çokluğu meydana getirir.(sf.14)
İnsan önce kendini tanımalı ve kendisini bir kitap gibi okumalıdır.Kendisini okuyamayan insan,kainatın en ince sırlarını bilse de yine de cahil kalır.
(Alexis Carrel ). (sf.26)
Düzceli MehmetHalit Ertuğrul · Nesil Yayınları · 20175,6bin okunma
İlk defa bir kitabı okurken keşke bu yazar ile karşılıklı otursam, O'na sorularımı sorsam diye düşündüm. Yazar çok donanımlı ve çok bilgili olmalı. İnsanı bu kadar çok farklı yönden ele alıp ayrıntılı bir eser ortaya çıkarmak hiç kolay olmasa gerek.
İçerik olarak çok zengin fakat anlaşılması biraz güç bir kitap. Zaman zaman biyoloji yada anatomi kitabı okuyor gibi hissettim. İçerisinde bilmediğim çok terim vardı. Ben 1997 baskısını okudum belki yeni baskılarında böyle bir müşkil yoktur. Üzerinde durarak, çalışılarak okunsa çok istifade edilebilecek bir eser. Ben en çok "İç Zaman" bölümünü sevdim.
Seyyid Kutub'un okuduğum ilk kitabı ve diğerlerini de okumam için beni motive edecek düzeyde dolu dolu bir kitap. Kitapta öncelikle Alexis Carrel isimli bilim adamının insanın fıtratıyla ilgili bir yazısından alıntı yapılmış ve Seyyid Kutub bu alıntıların ışığında özellikle batı medeniyetinin insanın fıtrî temayülleri ve istidatları, kadın ve her iki cins arasındaki münasebetler ve iktisadî meselelerde ilahi nizamdan nasıl uzaklaştığını, bunun sonucunda insanın fıtrî yapısının bozulduğunu ve bu medeniyetin insana has özellikleri yok ettiğini delilleriyle birlikte çok güzel açıklamış. Kitabın sonunda da kurtuluş yolundan; yani ilahi nizamdan ve islâm'ın prensiplerine yeniden dönmemiz gerektiğinden bahsetmiş. İnsanlık medeniyeti için en güzel sistemin Allah'ın koyduğu kanunlar olduğunu ayetlerle açıklamış. Okunmasını tavsiye ederim.
O'nun bizi sınaması ne güzel, bize olan ihsanı ne yüce, fazlı ne büyüktür. Zira O'nun bizden öncekiler hakkında tövbe sünneti böyle değildi. Bizi gücümüzün yetmediği şeylerden muaf tuttu, bize kapasitemizin üstünde yük yüklemedi, bizi ancak kolay olanla yükümlü kıldı. Böylece hiçbirimiz için ileri sürecek bir delil ve mazeret bırakmadı. Bizden helak olan ancak Onun rızası hilafına kendisini tehlikeye atandır; mutlu da ancak Ona yönelendir