Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.31
Spoiler barındırabilir tam emin değilim
İlk okuduğum Agatha kitabı olduğu için diğer içerikleriyle kıyaslayamam.Tabi çoğu kişinin gözdesi bir yazar olduğundan bazı kesim tarafından hayalkırıklığı oluşturabilecek hususları vardı. Başlıca tek bir cinayetten oluştuğu için direkt Bertram Oteli şeklinde başlık atılsaymış beklentileri başka yerlere sürüklememiş olurlardı. Şebeke, Bess ve Otel'in bağıntıları daha kuvvetli anlatılabilirdi zannımca bir tık havada kalmış hissiyatı verdi. Ayrıca kitabın arkasında belirtilen Bayan Marple yerine Baba olarak adlandırılan baş müfettiş Davy daha ön plandaydı. Tabi teyzemiz cinayette pak noktadaydı ve daha ön plana çıkmış olduğu mini bir hikaye de mevcut. Çok kısa olduğu için olayların daha fazla başrolü olduğu söylenebilir. Bunlar dışında Greenshow'un Deliliği ayrıntılı olarak yazılsaydı Bertram Oteli'ni geçebilirdi zannımca. Ama rahat okunması olan uzun bir kitap okuyamama serüveninden çıkarabilecek merak unsuru fena olmayan bir kitap.
Agatha Christie sık okuduğum bir yazar değil ama aralara kısa kısa alıp okumayı sevdiğim bir yazar. İlk okuduğum kitabına nazaran #cinayetleroteli daha güzeldi. Kitap genel olarak yazılış şekliyle, konunun işlenişiyle ve anlatımıyla oldukça basitti. Bana göre hızlı bir akışa sahip değil ağır ilerliyordu ancak tüm bunlara rağmen sonuç muazzam Kitapta kısa bir hikaye daha vardı. Kısa olmasına rağmen bu bölümde anlatılan hikaye de güzeldi. Olay örgüsü çok basit ama sonuç olarak yine mükemmeldi. Sanırım Agatha Christie tarzı böyle. Basit ama etkili bir son arıyorsanız kitaba şans verin derim.
Ölüleri konuşturmadan bir şehrin geçmişi anlatılamaz.
“Aslında yıllardır bu şehri anlatan bir roman konusu dönüp duruyor zihnimde ama öyle bir biçim bulmalıyım ki şehrin hem bugününü kaplamalı, hem de geriye giderek Osmanlı’yı, Roma’yı, Bizans’ı içine almalı. Tarihsel değil ama tarihi de içeren bir roman. Şuraya baksana; bir masal uygarlığı değil mi ki burası?”
Kitabımızın içerisinde yer alan, bir
"Bazıları cinayetlere karışırlar. Bazıları cinayet işlerler. Bazıları da ister istemez kendilerini bir cinayet soruşturmasının içinde bulurlar..." İşte Jane Marple bu üçüncü kategoridendir.
Jane Marple yıllar önce gittiği ve onda güzel duygular uyandıran Bertram Oteli'ne yıllar sonra tekrar gider. Unutkanlığı sürekli başına iş açan Piskopos Pennyfather'ın gideceği bir toplantının tarihini karıştırmasıyla başlayan olaylar zinciri sonucunda kendini yine bir soruşturmanın içinde bulur.
Agatha Christie kitaplarını çok severim ama bu kitap okudumlarım en az ilgimi çeken oldu. Kitabın sonundaki "Greenshow'un Deliliği" adlı hikaye ayrıntılı bir şekilde işlenseydi daha çok hoşuma giderdi sanırım.
kitabın orijinal adı bertram oteli. keşke orijinal adı ile kalsaymış çünkü otelde denildiği gibi cinayetler yok, tek bir cinayet işleniyor öykü boyunca. agatha christie’nin klasik polisiye romanlarından biri olan cinayetler, kitabın en başında kişileri tanıtan bir liste ve ip uçları yazılı. seçkin kişilerin katıldığı, çoğunluğu yaşlı ve üst düzey kişilerden oluşan müşterilerin geldiği klasik tarzda döşenmiş bir otel. kitap biraz hayal kırıklığına uğrattı beni. bir defa mösyö poirot yoktu sahnede. bir de agathacığımın diğer kitaplarındaki heyecanı bulamadım. sonrasında çoklu cinayet beklerken tek bir cinayet oldu. okuyup okumamak size kalmış.
Okuduğum en vasat Agatha Christie romanıydı. Zaten oldukça kısa, başlaması ve bitmesi bir oluyor. Ancak sanki Agatha Christie oturmuş, çok okunuyorum hadi bir kitap daha yazayım demiş ve sonuç olarak da ortaya bu kitap çıkmış gibi hissediyorsunuz. Normalde Agatha Christie okumayı çok severim, kitaplarında neler olacak merak edip tahminler yürütmeye çalışırım ancak bu roman hiçbir merak uyandırmadan başladı ve bitti. Kalemini çok sevdiğim birisi için bu tarz bir yorum yazacağım aklımın ucundan geçmezdi ama üzgünüm, öncesinde okuyacağız çok daha güzel kitapları var.
KIRMIZI BATTANİYE
DERLEYEN:YUNUS EMRE EROĞLU
366 SAYFA
Aşk cinayeti yoktur. Aşk, cinayettir.
Şubat ayında kırmızılı kitaplar okuma kararı almıştım ve ilk kitabımı bitirdim. Kısa polisiye öykülerden oluşan kitaba pek çok kalem hayat vermiş. Bu ortak çalışma sayın Yunus Emre Eroğlu derlemesi ile ulaşmış biz okurlara.
Elinizde tuttuğunuz bu
Cinayetler Oteli
Agatha Christie'nin okuduğum ikinci kitabı. Yazar yine katilin kim olduğu konusunda şaşırtmayı başardı. Hikayeyi sadece 2-3 cümleyle anneme anlattım ve o da katili duyunca şaşırdı. İlk okuduğum Agatha christie hikayesi "Beklenmeyen Misafir" idi. Onu çook sevmiştim 10/10 vermiştim. Ona kıyasla bu hikaye daha sakin ve biraz karışıktı. Kitaptaki ikinci hikayeyi daha çok sevdim. Kısa ama güzeldi.
Agatha cristie’nin bence olay örgüsünü en karmaşık bıraktığı kitabından birisi.İlk hikaye olan Cinayetler Otelinde birden fazla cinayet işlenecek sanmıştım ama tek bir cinayet oldu o da sonlara doğru.Onu da Jane Marple çözdü.Normalde Agatha Cristie okurken çok zevk alırım ama bu kitap çok uzun sürede bitti.Bir otel görünümlü çalışanların vs aslında bir grup şebekeden oluştuğunu ve sonunda işlenen cinayeti anlatıyor.