Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Bu kitabı okuduktan sonra ya gelmiş geçmiş tüm bilimimizi yok sayacak ve yeni bir inanç kazanacaksınız ya da efsaneler, destanlar, mitolojik hikayeler hanenize yeni bir yer açacaksınız ve başlığına da Agartha, Dünya Kralı diyeceksiniz. Çünkü nasıl isimlendirilebileceğinden tam emin olamasam da karşılaştırmalar ve benzerliklerle bu kitabın güçlü
Kötü bir polisiye okuru olduğum, sanıyorum ki verdiğim puanlardan da anlaşılıyordur. Kızıl Nehirler’i yıllar önce filmini izlemiş ve beğenmemiştim. Figen’e yıllar sonra Storytel’de karşıma çıktı ve “deneyeyim,” dedim. Küçük bir kasaba olan Guerneon’da yaşanan cinayet ve bu karambolü çözeceklerine inandıkları çok başarılı -zaten hep öyle olur-
Batı'nın etkili bir dille eleştirildiği ve dünyanın Batı'dan ibaret olduğunu düşünenlere cevap niteliğinde bir kitap. Günümüzde çoğu doğruların aslında bir dayatmadan ibaret olduğunu açıklamış ve Batı toplumunun gerçeklerini ortaya dökmüş.
"Her türlü önyargıdan uzak bir düşünce benimsenirse, kabul etmek gerekir ki, tamamen maddi alanla ilgili hususlar hariç, Batı'nın Doğu'ya öğreteceği hiçbir şey yoktur; bir kere daha söyleyelim, Doğu maddî alanla ilgilenemez, çünkü kendinde olan şeylerin yanında Batı'nın elindekiler hiçbir değer ifade etmez ve çünkü Doğu kendinde olanları boş ve faydasız mümkinat için feda edecek tiynette değildir." Sayfa 123
Rene Guenon yani Abdülvahid Yahya, 1886' da Fransa'nın Blois şehrinde doğmuş ve 1951 de Kahire'de ölmüştür. 1912 yılında Müslüman olmuştur.
Rene Guenon'un okuduğum bu ikinci eseri. Kitap ilk olarak 1924 yılında yayımlanmış. Modern Dünyanın Bunalımı'nı çok beğenmiştim. Bu eserinin dili ise biraz daha akademik geldi bana ve o yüzden biraz zor bir okuma deneyimi oldu.
Kitap, Batı'nın ilminin madde ile sınırlı olduğunu, Doğu'nun ise madde üstü bir kültüre sahip olduğunu özetliyor diyebilirim. Ayrıca Batı'yı Doğu'dan uzaklaştıran ön yargılar da açıklanmaya çalışılmış.
Düşünce üzerine okumayı seven okurlara tavsiye ederim.
Herkese faydalı okumalar dilerim.
kitabın tanıtım bültenindeki “Hindu öğretisine göre, Manvantara adı verilen bir insan çevrimi dört döneme ayrılır. Bu dört dönem de başlangıçtaki ruhun gittikçe karardığı pek çok aşamadan oluşur. Bu dört dönem eski Batı geleneğinin Altın, Gümüş, Bronz, Demir dönemlerine tekabül etmektedir. Biz şimdi dördüncü dönemde, yani Kali-Yuga veya “Karanlık Çağ” dönemindeyiz.” kısmından hareketle düşündüğümden biraz farklı bir içerikle karşılaştım. yazardan mı çevirmenden mi kaynaklandığını bilmiyorum ama "entellektüel" kelimesini belki de her sayfada görmek gerçekten bunalttı, bir an önce bitsin diye düşünerek okudum. tekrarlanan kelimelerle, cümlelerle ve temele pek oturtamadığım batı ve doğu kavramlarını işleyişi/ daha doğrusu batının eksikliklerinden, geleneklerinden uzaklaşından ve kötülüklerinden bahsederken ortada bahsettiği bir doğuyla pek karşılaşamadığımdan ötürü çok da beğenmedim. yiğidi öldür hakkını yeme demişler, demokrasi ve özellikle felsefe hakkında cesur cümleleri de vardı fakat yazarı ve kitabın genel işleyişini düşününce onlar da ilk etkisini yitirdi maalesef.
Bir toplantıda son derece entellektüel birikimi yüksek bir kişi kendi bilgisiyle çelişir bir şekilde Dante’nin İlahi Komedyası’nın bir Hristiyan propagandası olduğunu söyledi. Bu beni hayrete düşürdü İtalya’da politik görüşünü açıkça ifade etmiş bir Dante varken bir Papa yı Cehennemine yollamış bir Dante varken bu ifadeyi nasıl kullanır demiştim. Zira ben eserin ezoterik olduğunu ve gizli açık pagan semboller içerdiğini düşünüyordum Guenon bu eserde İlahi Komedya nın ezoterik yönünü açık bir şekilde ispatlarken Dante nin kurguyu nasıl yaptığını sembolleri okuyarak ve anlatarak gösteriyor. Dante bu eserde esinlendikleri arasında İbn-i Arabi bile olabilir Guenon a göre. Guenon Müslüman olduğu halde Hz. Muhammed’in Isra - Gece Yolculuğu ile Cehennem ve Cenneti görmesini bu eserin ana fikrinin oluşmasında en önemli kaynak olduğunu belirtirken bunun İslam mitolojisine Ardavirafname’den geçtiğini de atlamıyor.
René Guénon, her şeyden önce bu çağın bir tanığıdır . Modern dünya bu çağda ölümcül bir inişe geçti. René Guénon,
insanlık çevriminin sonu gelmeden olaylara yorum getirecek, çağdaş yanılsamaların tuzağından insanı kurtaracak yeni
bir bulgunun ilk işaretlerini vermiştir .
Modern dünya, bu ölümcül inişle uçurumun ta dibine mi inecek, yoksa Y unan-Latin uygarlığının çöküşünde olduğu gibi,
sürüklendiği uçurumun dibine varmadan önce, yeniden bir diriliş mi gerçekleşecek? Öyle görünüyor ki, yarı yolda
duruş artık hiç mümkün değil. Ayrıca, geleneksel öğretilerce verilen bilgilere göre, Kali- Y uga’nın son safhasına, bu
“Karanlık Çağ”ın en karanlık dönemine gerçekten girmiş durumdayız. Çünkü gerekli olan basit bir doğrulma değil,
bütünsel bir yenilenmedir . Her alanda bir düzensizlik ve bir bunalım hüküm sürmektedir . Eskiden görülmüş olan
bunalımların sınırını aşan bir noktaya gelinmiştir . Şimdiyse Batı’ dan başlayarak bütün dünyayı istilâ edecek gibi
görünmektedir . Çok iyi biliyoruz ki onların zaferi ancak geçici ve görünüştedir . Ama öyle bir aşamada, insanlığın güncel
çevrim boyunca geçireceği en ciddi bunalım işareti de olabilir .
Durumun ciddiyeti görmezlikten gelinmemelidir . Hiçbir “iyimserlik” ya da “kötümserliğe ” kapılmadan, onu olduğu gibi
ele almak uygun olur . Çünkü, daha önce de söylediğimiz gibi, eski dünyanın sonu yeni bir dünyanın başlangıcı olacaktır .
102 syf.
4/10 puan verdi
İlk aklınıza gelecek şey (eğer gerçekten tarafsız bir bakış açısıyla bakabilecekseniz) bu kitabın doğru şekilde anlaşılmasına neden olabilecek şey, kitap dışındaki iki Fransız düşünce insanının tezlerini okumuş ve çözmüş olmak.
Velhasıl ben ikisini de ilk defa bu kitapta gördüğüm için okumadım ve çözemedim tespitleri. Hatta anlayanların da ne anladığını gerçekten çok merak ediyorum birisinin bana uzun uzun anlatması gerek. Çünkü kısa bir açıklama ile ikna olabilecek gibi değilim.
Ve diğer bir trajikomik durum; eleştirel bakış acısını en sivri şekilde ortaya koyuyor, tartışmayı başlatıyor ve sonunda bunu tartışmak istemiyorum diyor.
Bu senenin verimsiz okumalarından bir tanesiydi ben anlayamadım diyelim konu kapansın.
varlık, tezahürler içinde gözün gördüğü zihnin kavradığı kadar insana kendini açarken görünmeyenlerin ötesinde neler vardır bir durup düşünmek, görebilmek için azimlenmek lazım. boşluk, varlığın başka merhalesi değil midir?
sonradan müslüman olan yazar, büyük arayışına doğu dinlerinden başladığı için konu konu anlatılan meselelerde hint inanışlarından kavramsal örnekleri de satırlarına serpiştirmiş. her sayfada dipnotlu açıklamalar cümlelerin kastettiği şeylerin anlaşılması bakımından yerinde olmuş.
varlık kavramını anlayacak düzeye gelemediğim için kitabı okurken bazı yerleri anlamaya anlamaya okuyup geçmiş bulundum. olsun. önemli olan okumaktı. sonraki okumalarımıza yol açıldı.
