160 syf.
·
Puan vermedi
Başkalarının Tanrısı, Mine Söğüt'ün son romanı. Daha önce de söylemiştim sanırım. Mine Söğüt'ün tüm roman, tüm hikâye kahramanları, büyük bir karnavalın birer katılımcısı gibi geliyor, bana.Çoğu delilik ile sınanmış, kostümlere bürünmüş, tüm  sıradanlıklarına rağmen,  büyük bir isyanın aktörleri gibi... Başkalarının Tanrısı romanında bunu çok daha yoğun hissettim. Romanın karakterlerinin çoğu toplum tarafından dışlanmış, hor görülmüş birer anti kahraman. Şair Musa'nın kendi seçimi sokaklar. O, bir sabah uyandığında,  karısını, çocuğunu, işini, yerleşik düzenini terk eden bir garip şahsiyet. Efsun Abla; bacaklarını kendi kesmiş, eski bir fahişe.Geçmişi  acı dolu. Adnan Abi; kim olduğunu anımsamayan, hafızasını kaybetmiş biri. Hülya, fahişelik yapan, bir bağımlı. Çöplükten bulunan, dörtlünün adını matruşka koyduğu bir bebek. İşte bu beş kişi birbirlerine tutunuyor, acımasız şehrin karanlıklarında.Şair Musa'nın kaçtığı aile bağını, başka bir şekilde de olsa sokaklarda tekrar kurması, düşlediği özgürlüğü gerçekleştiremediğini en net şekilde gösteriyor. Başkalarının Tanrısı kitabını, çok yüzeysel buldum.Dahası karakterleri inandırıcılıktan uzaktı benim için. Hayal kırıklığı yaşadım, bu kitapta.
Başkalarının Tanrısı
Başkalarının TanrısıMine Söğüt · Can Yayınları · 20223,284 okunma