128 syf.
8/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
İlksöz: Ölüm acı, ölümü beklemek daha da acı. Simone de Beauvoir yurtdışında seyahatteyken bir telefon alır; annesi hastaneye kaldırılmıştır. Evde düşüp uyluk boynunu kırmıştır. Yaşlı olmasına rağmen kendi işlerini görebildiğinden yalnız başına kalabilen annesi güç bela sürünerek kapıya ulaşmış durumu komşularına bildirmiştir. Hemen ambulans
Sessiz Bir Ölüm
Sessiz Bir ÖlümSimone de Beauvoir · İmge Kitabevi Yayınları · 2019749 okunma
616 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
“Kıyıdaki Değirmen’den iki sayfa okumak , beni gözyaşları içerisinde bırakmaya yeter.Marcel Proust” Şu an çok yoğun duygular içerisindeyim. İyi ki böyle bir klasikle tanışma fırsatı buldum, kendimi şanslı sayıyorum.Kitabımız 1800'lü yılların sonlarında yaşayan bir değirmenci ve ailesinin yaşadığı sıkıntılı yılları anlatıyor. Değirmencinin iflası ile başlayan zor zamanlar zincirin halkaları gibi peş peşe sıralanıyor. Esas konu ise Değirmenci Mr. Tulliver'ın çocukları Tom ve Maggie (özellikle Maggie) çevresinde şekilleniyor. Bu iki kardeşin hayattaki mücadeleleri, seçtikleri yollar, karakter farklılıkları öyle güzel, öyle nahif bir dille anlatılmış ki...Hani soğuk bir kış gecesinde elinize bir fincan çay alıp, battaniyenin altında eski zamanları anlatan sıcacık bir aile filmi seyredersiniz ya, hani böyle bahçeli, kulübeli taşrada bir evde geçen... İşte bu kitabı okurken tam da öyle bir film seyrediyor gibi hissettim kendimi. Çok yumuşak, sevecen bir üsluba sahip olan yazar, tespitleri ve hayat görüşleri ile okuyucuyu da sık sık dahil etmiş romanın içine. Adeta sohbet eder gibi anlatmış olan biteni. Kitabın sonu ise muazzam etkileyicilikteydi. Baştan sona çok beğendim, hatta bayıldım. Kitabın kalınlığı sizi korkutmasın, son derece akıcı bir dili var. Yalnız yazım hataları fazlacaydı, o bile kitabın büyüsünü bozamadı. Sonuç olarak kitap dostlarım, cânı gönülden tavsiye ediyorum bu güzel klasik eseri okumanızı.
Kıyıdaki Değirmen
Kıyıdaki DeğirmenGeorge Eliot · Dorlion Yayınevi · 2020282 okunma
Reklam
720 syf.
·
Puan vermedi
·
21 saatte okudu
Selamlar yeniden. Bir sebebi yokken başlayan kitap okuyamama durumundan beni çekip çıkaran kitapla geldim bugün. Tuğla gibi,hızla akan ve romantik kitaplar;hayattan kitap okuyamayacak kadar yorulduğunuz zamanlar için birebirdir. En azından benim için öyle. Bu kitabı da bu beklentiyle aldım hatta devam kitabını da aldım."Ama" kelimesi konuşmada onu kullanmadan önce söylenen herşeyi sıfırlarmış ya, onun için ama demek istemiyorum. Ne var ki (desek sorun olmaz umarım) kitap beklentimin altında kaldı. Her sayfayı çevirirken daha iyi olacak umuduyla yaptım. Ama malesef yeterli olamadı. Konu tanıdık, olaylar takip edilmesi zor bir şekilde tekrara düşüyor. Bazı kitaplarda bunu severim aslında, eğlenceli bir kitapla geçirilecek daha çok zaman anlamına gelir çünkü. Ama bu kitapta bana fazla geldi. Okumak için fazla zamanım kalmadı, yaşadığım zaman kadar yaşar mıyım bilemiyorum. Ama o kadar zaman daha okuyamayacağım kesin. Onun izin zaman altın değerinde. Yani paralel evrende olsam bu kitabı almazdım. Evet sırada itiraf. Muhtemelen ikinci kitabı da okuyacağım 'couse it deserves and I need a closure.
On Üç’ü Bağlamak
On Üç’ü BağlamakChloe Walsh · Martı Yayınları · 2024408 okunma
·
Puan vermedi
Charles Dickens'in "Zor Zamanlar" romanı, Viktorya dönemi İngiltere'sini anlatır ve özellikle sanayi devrimi döneminde geçen olayları ele alır. Kitap, 1854 yılında yayımlanmıştır ve sanayi devriminin getirdiği toplumsal ve ekonomik değişimlerin insan yaşamı üzerindeki etkilerini derinlemesine işler. Roman, sanayi kenti Coketown'da geçer ve burada yaşayan işçi sınıfının zorluklarını, işverenlerin acımasızlığını ve eğitimin mekanikleşmiş doğasını eleştirir. Ana karakterlerden biri olan Thomas Gradgrind, katı ve duygusuz bir eğitim felsefesini benimsemiş bir okul müdürüdür. Roman, Gradgrind'in kendi çocuklarına ve çevresine olan etkilerini ve bu katı sistemin insanlar üzerindeki olumsuz sonuçlarını gösterir
Zor Zamanlar
Zor ZamanlarCharles Dickens · Zeplin Kitap · 20201,074 okunma
472 syf.
·
Puan vermedi
Harcadığım en iyi 10TL. Yaklaşık 2 sene önce Can Yayınları sitesinde bir süre pek çok güzel eseri 10TL'ye satıyordu. O dönem aldım ve ancak okuyabildim. Giriş cümlesi bir sayfa olan şaheser demek istiyorum bu kitap için. Kitap inanılmaz denecek edebi ve kültürel doygunluğunun yanında inanılmaz ironik bir kitap. Okurken biraz yorucu olduğu zamanlar oldu ama ilgimi ve merakımı hep üzerinde tuttu. Boş zamanlarımda aradığım ilk şey bu kitap oldu. İstanbul'u bu yazar sayesinde daha iyi tanıdım. Hasköy'de geçen anıları, Türkiye'ye dair anekdotları harikaydı. Camide ayakkabı çaldırması kısmı cidden gülümsetti. Orta Doğu coğrafyasına hakimiyeti beni büyüledi. Arkeoloji bilimine aşina ve bu bölüme ilgi duyan biri olarak zaman zaman akademik bir metin edasıyla notlar aldım, araştırmalar yaptım. Okumayı zor kılan kısımlardan biri de bu oldu, çok fazla bilmediğim şey buldum kitapta. Araştırmam gerekti. Yazar, içinde alakasız görünen pek çok anekdot ve konuyu ustalıkla bağlamış, anlatımı üst düzeydi. Bir yandan Ömer Hayyam ve Nedim'den bahsederken çölde hoşlandığı kadınla anılarını anlatırken Mecnun'a duyduğu sempatiyi açıklaması güzel detaydı. Anekdotlar bakımından çok zengin, doyurucu bir kitap diyebilirim. Bir kısmını "İstanbul Gezi Rehberi" olarak derlemek bile mantıklı geliyor. Yazarın okuduğum ilk eseri ama son olmayacak. Üst düzey bir metin.
Pusula
PusulaMathias Enard · Can Yayınları · 201931 okunma
218 syf.
·
Puan vermedi
Uzun zaman olmuştu Dostoyevski okumayalı. Hoş, pek okuduğum bir yazar olduğu da söylenemez. Üniversite son yahut uzatmaları oynarken ''Kumarbaz''ını okumuştum. O zamanlar ben de azılı bir kumarbazdım. Kendimi onun kumarbazından daha da bir kumarbaz bulmuştum. Ne salaklık ama!.. Şimdi, son güncel halimle, yani en akıllı versiyonumla, okuduğum vakit ''Beyaz Geceler''i (Ki parantez içinde belirtelim geçmeden, bu bir hikaye kitabı) Dostoyevski'nin kalemine hayran kalmamak imkansız diyorum. Su gibi akar mı bir kalem, insan okuduğunu unutur da, dalar gider mi hikayenin içine yahu? Zor. Normalde bir eserin içine bunca gömülmem. Daha çok dışarıdan, bir yazar olarak, o bakış açısıyla okurum eserleri. Evet derim, yazar burada ne yapmış... Ama Dostoyevski, buna pek olanak tanımıyor. Alıp götürüyor adamı. Yine de ondan çok şey öğrendim ve belli ki öğreneceğim. Bakalım şaheser(ler)ine ne zaman başlarız. Vesselam...
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202075,6bin okunma
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.