(okumak isteyenler için çok uzun ama duygusal bir metin bırakıyorum buraya -bendenizden-)
(Askerden dönen Necmi'nin annesini kaybetmesi üzerine arkadaşına bunu anlatması)
Necmi başını büküp olayları tek tek anlatmaya başladı. ‘Valla devrem ne sen sor, ne ben söyleyem. Bizimkiler de bilmez ama benim sonum yakındır. Benim Valideyi hatırlar
Yokluğunla çöken bu ıssızlık şahittir
Öyle ya, bendeki varlığına en çok yokluğun şahittir
Bir nida! Fatih değilsen yıkma sırlarımı
Bu giriştiğim bir gönül cengi değil
Bir gönül ki hiçbir gönül dengi değil
Ve sulh ki bir yanı hep münafıktır
Gözlerimde hala bir gençlik sıhhati
Ki onlar henüz seni görmedi
Ve bilmem hangi aynanın takati,
Kâfidir
Hakikat çıkmazı şu kahpe dünya
Bu çok kısa yoldan dönenler bilir
Bu yolun sırrıdır fırsatla sevda
Tutuşup parlayıp, sönenler bilir
Ağlaya ağlaya gevredi dinim
Kalmadı düşmana feleğe kinim
Doğruyu söylersem çarpar yeminim
Bu cengi pusuya sinenler bilir
Durma sor halini hastanın sağın
Tabii solacak gülleri bağın
Hayatın içini kara toprağın
Üstünden altına inenler bilir
Geniştir ölçülmez hayalin çölü
Karşımda her diri söylenen, ölü
Çok güçtür geçmesi bu sakar gölü
Dümensiz gemiye binenler bilir
Bu Dünya’ dan bir Cahide Sonku geldi - geçti :(
Ve hayatını, okuyucuları yormayan anlatımı ile Osman Balcıgil’ den okumanın hazzını yaşıyorum ...
İlgili herkese teşekkürler ...
Kızıl ÇengiOsman Balcıgil · Destek Yayınları · 2023570 okunma