Atam ve değerli şahsı
BİR BELGE “HATİF” Gazetesi ve Mustafa Kemal’i Lanetleyen Bir Şiir “Mustafa Kemal Paşa, kendisine sunulan Avrupa gazetelerinin Türkiye ile ilgili haber özetlerini, yabancı haber ajanslarının bültenlerini, Anadolu ve İstanbul gazetelerini inceliyordu. Hatif adlı Türkçe gazeteye göz atarken, bir ara duraladı. Serinkanlılığını korumaya çalışarak gazetede kendisi için yazılan şiiri yeniden okudu. ‘Düştü mü paşam, düştü mü, Boynuzlu külahın? İran'a mı, Turan'a mı, Afgan'a mı niyetin? Al git bütün adamlarını Defol! Git! Ervahına, ecdadına lanet!’ Mustafa Kemal Paşa, gazeteyi bir süre elinde tuttuktan sonra, basın işleriyle görevli memura uzattı. Acı bir gülümsemeyle: ‘Bunu saklayınız’ dedi. Hatif gazetesi, Yunanlar Eskişehir’i aldıktan sonra Eskişehir’de yayımlanmaya başlamıştı. Gazeteyi çıkaran, devletin resmi yayınlarını basmak için kurulmuş olan İl Matbaası Müdürü Hüsnü Yusuf adında bir devlet memuruydu. Mustafa Kemal’i lanetleyen bu şiiri de Hüsnü Yusuf yazmıştı. Yunana kaptırılan topraklarda yeni ihanetler yeşeriyordu…” (s. 353) Kurtuluş Savaşı'ndan sonra Hüsnü Yusuf Trakya'ya kaçmıştı... Mustafa Kemal, Yusuf'un da "150"liklerin listesine konulmasını isteyen arkadaşlarına aynen şunları söylemişti: "0, benim şahsıma hücum etmiştir. Davaya ihaneti yoktur. Düşmanlık ikimizin arasındadır. Bu sebeple onu hainler listesine koymayın..." (Bu bilgi, Enver Behnan Şapolyon’un "Türk Gazetecilik Tarihi ve Her Yönü ile Basın" kitabından alınmıştır).
İran'ı bilmeyen sözde İran uzmanları, yıllarca İran'ın ne kadar güçlü olduğunu anlatıp durdular. İran'ın son yıllarda ne kadar geliştiğinden, Sipahi Pasdaran adı verilen devrim muhafızlarının esrarengiz savaş kabiliyetinden vesaire söz ettiler. Oysa İran'ı övüp arşa çıkaran bu uzmanlar ne tek kelime Farsça bilir ne de
Reklam
216 syf.
·
Not rated
·
Read in 9 days
Çanakkale özelinde birinci cihan harbini ve onun dünyadaki yakınlarını anlatıyor kitap. Açıkçası kitaba dair önyargılarım vardı, Çanakkale savaşını anlatan klasik kitaplardan sanmıştım. Ama düşündüğümün aksine geniş bir coğrafyada olanları anlatıyor. Hindistan'dan Avustralya'ya uzanan bir yelpazede bu savaşa hazırlanan ya da itilen insanların hikayesini sile getiriyor bir bakıma. Kitapta beni en çok etkileyen Broklen Hill olayı ve Hindistan Müslümanlarının maruz kaldığı sansür yasası. Çanakkale'ye malıyla canıyla koşan yardım eden Afgan ve Pakistanlı Müslümanları hep okurduk ama Hindistan Müslümanlarını hiç bu kadar derinlemesine okumamıştım. Askerimizin yemek sorununu daha sağlam delillerle okumak da bir başka şaşırdığım konuydu. Bize pompalananın aksine hiç de hoşaf ekmekle yetinmek zorunda kalmadıklarını, ülkenin mevcud şartlarında iyi bir durumda olduklarını bile söylemek mümkünmüş. Tarihi Kahramanlıkları fazla abartmak damarlarımızda var. Cepheden gelen mektuplarla hüzünlenip, dünya devlerinin bu savaşı nasıl takip edip dünyayı adım adım nasıl savaşa sürüklediğini okuyacaksınız. Çanakkale bir cephe olmaktan çok ötede bir alem ve bambaşka bir dünya. Bütün şehitlerimizin ruhu şâdolsun
Osmanlı'nın Son Kilidi Çanakkale - 2
Osmanlı'nın Son Kilidi Çanakkale - 2Ahmet Emin Temiz · Çamlıca Basım Yayın · 201234 okunma
Rusların Vietnam'ı
Temmuz 1979'da, Kabil iktidarı ele geçirmiş Afgan komünistlerin elindeyken ve gerek İslam gerek yerel gelenekler adına onlara karsı çıkmak için silahlı hareketler örgütlenmeye başlarken, Washington kod adı "Siklon" olan ve isyancıları etkin biçimde desteklemeyi amaçlayan gizli bir operasyonu yürürlüğe koymuştu. Bu karar alınmadan
Sayfa 122 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
79 - 89 Sovyet - Afgan Savaşı... Marksistler kanlı tarihinizle yüzleşme vakti ... :D
Gerçekten de Afgan cihadı bugün ayağa kalkmaya başlayan devin uyanışını temsil etmektedir.
Sayfa 168 - Küresel KitapKitabı okudu
Reklam
185 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.