212 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
İçinden ilk dört deyimin özetini yüklüyorum buraya. Kitabın her okulda okutulması lazım. Gerçekten emek verilmiş bir eser. 211 deyimin tarihi hikâyesine değinilmiş. Genel kültür açısından çok faydalı olacaktır. 1. Abayı Yakmak Aba yünden yapılan kalın bir giyecektir. Genelde beyaz renklidir. Siyah olanına da kebe-kaba denir. Kalın olduğu için
İki Dirhem Bir Çekirdek
İki Dirhem Bir Çekirdekİskender Pala · Kapı Yayınları · 202015k okunma
NATO'ya giriş ve TKP tevkifatı Cem Eroğul, 1950'ler Türkiye'sinde NATO üyeliğinin milli bir mesele olarak görüldüğünü ve üyeliğe kabulün ne kadar büyük bir sevinçle karşılandığını şöyle anlatır: Bürokrasiden basına, siyaset adamlarından şartlanmış kamuoyuna kadar, memleketin belli başlı çevreleri ve onların ideolojisini güdenler misli
Reklam
424 syf.
8/10 puan verdi
İncelemeye kitabın giriş cümlesi ile başlamak istiyorum:" Bu romanı sokakta ,okulda ,işyerinde ,evde şiddet ve tacize ve ayrımcılığa maruz kalan :haklarinda bol bol atılıp tutulan ama aslinda eşitlikleri sorgulanan ;ne yazık ki bir türlü kiz kardeşlik ekseninde buluşamayan;Türkiye'nin dirençli, cesur ,sevgi dolu her kesimden kadınlarına
Havva'nın Üç Kızı
Havva'nın Üç KızıElif Şafak · Doğan Kitap · 201616.4k okunma
188 syf.
·
Not rated
·
Liked
Sosyolojide Bir Köşe Taşı: Din ve İdeoloji
DİN VE İDEOLOJİ- ŞERİF MARDİN İletişim Yayınlarından 17. baskı olarak 2008 yılında çıkmış elimdeki kitabın “metodolojik not” başlıklı ilk bölümünde yazar temel olarak modern davranış bilimlerinin tarih bilimleri ile birleştirilebileceğini iddia etmiş. Burada sosyal antropolojinin yapı ile fikir arasındaki ilişkileri anlatan tetkiklerinden
Din ve İdeoloji
Din ve İdeolojiŞerif Mardin · İletişim Yayınları · 2015378 okunma
95 syf.
9/10 puan verdi
ilk cümlesinden son cümlesine kadar vurucu bir etkiye sahip eser. öyle bir kitap ki ilk otuz sayfayı 20 dakikada bitirdikten sonra durup ''bu kadar dolu bir kitabı yavaş okumalısın!'' diyerek en baştan başlayarak yeniden ve özümseyerek okumaya başladım. yavaşlıktan tam üç günde bitirdim. kitabın sonunda altı çizili o kadar yer oluştu ki çizgiler kitabı işgal etti diyebilirim. yazar romanı kendisini gölgesine tanıtma amacıyla yazdığını söyler. başkalarına anlatamam çünkü herkes bunlara nadir ve acayip şeyler gözüyle bakar der. çaresi ve devası olmayan bu dertlerin tek ilacı şarap yardımıyla unutmak ya da afyon gibi uyuşturucu maddelerin etkisiyle bedeni ve zihni uyutmak. ama bunlar da acıyı kesecekleri yerde çok geçmeden daha da şiddetlendirirler diyerek başlar romana sadık hidayet. "oydu bütün hayatımı zehirlere bulayan. hayır, hayatım ta baştan zehirlere bulanmıştı benim. ben başka türlüsünü değil, ancak zehirlenmiş bir hayatı yaşayabilirdim." şu kısa bölümden de farkedeceğiniz üzere acem diyarının mistik havası kafkavari bir bakış açısıyla nasıl etkili işlenmiş, insan hayran oluyor her okuyuşunda... o kadar altı çizili paragrafik cümleler ve bölümler var ki hepsini incelemeye koyup tek tek analizini yapmak isterim ama 1000k formatına aykırı düşüyor. kendi karanlığınıza karanlık ekler, rahatsız eder. canınızı sıkmak için birebir bir şaheser. okuyunuz.
Kör Baykuş
Kör BaykuşSadık Hidayet · Yapı Kredi Yayınları · 202328.7k okunma
Rıfat Ilgaz'ın hastaneye yatışı ile ilgili, Başdan gazetesinin, 28.1.1949 gün ve 25. sayısında şu haber verilmiştir: "... hastaneden çıkan Ilgaz, on gün kadar savcılıkta ifadeler ve muhakemelerle meşgul olmuş ve tekrar hastalığı arttığından yatağa düşmüştür. Rıfat'ı para ile yatıracak bir hastane dahi bulunamamış, nihayet Vali Vekili Haluk
Reklam
43 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.