Kalbim Benim bir ormandı, İsimsiz, asude, Bir büyük orman; Ve gölgelerinde revan Olan hafi suların aks-i şevk-i müttaridi Dağıtırken sükutu bihude, Düşünürdüm ki, hangi gün, ne zaman, Ne zaman Girecektin o kalb-i mes’ude Ahmed haşim...💐
HAZİRANDA ÖLMEK ZOR...
°•○●Orhan Kemal, Ahmed Arif, Nazım Hikmet, Ahmet Haşim, Cahit Zarifoğlu, Cemil Meriç, Peyami Safa, Hasan İzzettin Dinamo ve Ahmet Muhip Dıranas. Bütün insanları eşitleyen ölümün eli, aynı ayda dokundu onlara: Haziran.. Işıklar içinde uyusunlar...💫🙏⚘️
Reklam
Tanzimat döneminde, çılgınca dışa borçlanma yıllarının Boğaziçi yalıları ve Çamlıca köşklerindeki görkemli hayatım anlatan Abdülhak Şinasi için. Bahariye Caddesi’ndeki bu küçük kagir evin üç odasına tıkılmak ve sonra konfordan söz etmek gülünç olabilirdi. Haşim’in ömrünü para darlığı içinde geçirdiğini iyi bilen bir eski arkadaşının, aşağıdaki satırları yazmamış olmasını gönül isterdi: «Zavallı bu yaşlı çocuk, hâlâ sağlam bir muhakemeye varmayarak o zamana kadar geçirdiği sadelik hayatı içinde ihtimal ki bir karyolası bile bulunmayan bir odanın yoksul halini bir nevi lüks telâkki edebiliyordu. Halbuki insan İstanbul gibi bir şehirde oturunca denize ve geniş bir ufka bakan penceresinden istifade edebilmesi lâzım gelmez mi?» (Abdülhak Şinası Hisar, Ahmed Haşim Yahya Kemâl’e Veda, s. 72,)
Bağdat'da doğan Ahmed Haşim (1384-1933) Galatasaray Lisesi’ni bitirdikten sonra (1907) İstanbul'da birkaç memurlukta bulunmuştu. 1909’da İzmir Sultanisi Fransızca Öğretmenliğine atandı. Bu şehirde liseden arkadaşı Yakup Kadri ile buluşarak güzel günler geçirmişti. Birinci Dünya Savaşı’nda yedek subay olarak askere alındı. Dört yıl sonra terhis edilince işsiz, parasız, hatta ümitsiz, Yakup Kadri'nin deyimi ile bir lokma ekmeğe muhtaç kalmıştı.
İstanbul’un kahırlı Mütareke yıllan diyebileceğimiz 1918-1922 döneminde bu şehirde yaşayan edebiyatçıların ünlüleri Kadıköy'e yerleşmiş bulunuyordu. Ahmed Hasım, Faruk Nafiz, Refik Halit, Fahri Celal gibi önceden bu semtte oturanlardan başka, kısa veya uzun bir süre için Kadıköy’e yerleştiğini öğrendiğimiz yazarlar şunlardı: Ömer Seyfeddin, Ahmed Haşini, Yakup Kadri, Yahya Kemal, Halit Fahri, Reşat Nuri, Salih Zeki, Mahmud Yesari, Ali Naci, Haşini Nahid, Cemil Sena. Bunlardan başka Nazım Hikmet, Suat Derviş gibi yeni adlan duyulanlar da bu dönemde Kadıköy’de oturuyorlardı
Ahmed Arif, Cemal Süreya, Edip Cansever, Didem Madak, Nilgün Marmara, Ümit Yaşar Oğuzcan, Can Yücel, Ahmet Haşim, Orhan Veli, Gülten Akın, Aşık Veysel, Yaşar Kemal, Cemal Safi, Özdemir Asaf, Sabahattin Ali.... alıp diğer dostları da çalsanız bu gece kapılarımızı şaşırsak önce sevinsek sonra çay demlesek size sizler hiç ölmemiş gibi biz hiç o
Reklam
Atsız'ın Kalem Kavgaları ve Kalem Kavgalarında Atsız Üslubu 1930'lardaki kalem kavgaları: Atsız, kalem kavgalarıyla da tanınmış bir isimdir. Onun deyişiyle "mürekkepli kalem tartışmaları” ilk yazı hayatından vefatına kadar sürer. Bu tabiri Atsız, 1956 yılında Ocak gazetesinde yazdığı "Bir Felsefe Öğretmeninin Yanlışları"
Bizden daha evvel erişenler Ağlar bugün evvelki hayâle... Ahmed Hâşim
Bil kalbimizin bağçelerinde Cân verdi senin söylediğin gül Ahmed Haşim
Hazirandasın. Lise bitirme sınavlarına giriyorsun. On sekizine yeni basmışsın. Güneşli bir sabahtı; daha dün gibi. Türkçe Kompozisyon sorunuz: Yahya Kemal Beyatlı'yla Ahmed Hâşim'i karşılaştırınız. Hâşim'in şiiri yanı başındaydı, tabiatı muhayyilesinde bıraktığı renkli akislerle görüyordu; aslı değil, renkli akisler. Bizde bıraktığı empresyonlar diye yazmıştın, onun peyzajları bütünüyle iç dünyasındaki hissedişleridir. Şairin çocukluğunu düşünüyordun, annesiyle Dicle kıyısına akşam yürüyüşlerini, akşam her şeye sarı bir renk serpiyordu...
Sayfa 43 - Everest Yayınları, 2. basım, Nisan 2024Kitabı okudu
402 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.