Durumumun parlak tarafına daha çok, karanlık tarafına ise daha az bakmayı ve yoksunluğunu çektiğim şeyden çok, keyif aldığım şeyin değerini bilmeyi öğrenmiştim ve bu da bazen bana tarif edemeyeceğim gizli bir huzur veriyordu ki bunu burada, Tanrı’nın kendilerine verdikleriyle avunup sefasını süremeyen, çünkü onun kendilerine vermediği bir şeyleri görüp bunlara göz diken o hoşnutsuz kişiler kafalarına soksunlar diye dikkatlerine sunuyorum. Bence elde edemediklerimizle ilgili bütün huzursuzluğumuz, sahip olduklarımız için şükretme huyumuz olmamasından kaynaklanıyordu.
Bana insanlar arasında özgürce dolaşmaktan ve dünyanın bütün zevklerini tatmaktansa, yalnız olmakla bile daha mutlu olabileceğimi gösterdiği için Tanrı'ya alçakgönüllü bir şekilde ve bütün kalbimle teşekkür ettim.
Reklam
Aslında dünyada gözümüzün önünde duranların pek azını görürüz. Dünyanın Yüce Yaratıcısı' na içtenlikle güvenmek için pek çok nedenimiz de var: Asla yarattıklarını mutlak bir yoksunluğa terk etmez, tersine en kötü koşullarda bile şükredecekleri bir şeyler verir, bazen kurtuluşa sandığımızdan daha yakınızdır , hatta yıkımımıza yol açacakmış gibi görünen araçlar kurtuluşumuzu getirir.
umliegend...
“İnsan yaşamı, yazgının ne garip bir cilvesidir! Koşullar değişince, değişik duygular çıkıyor! Bugün sevdiğimizden ertesi gün nefret ediyor, bugün aradığımızdan, ertesi gün kaçıyor, bugün istediğimizden ertesi gün korkuyoruz!” Robinson Crusoe, Daniel Defoe
Robinson Crusoe
Robinson Crusoe
Daniel Defoe
Daniel Defoe
“Tanrım, ne yapayım bilmiyorum, yol göster bana!” diye haykırdım. Bir anda 91. Mezmur’da durdum, gözlerim 2. ayette takıldı, 7. ayet özellikle dikkatimi çekti ve devamında 10. ayet de dahil olmak üzere bu dizelerde şunlar yazıyordu: “O benim sığınağım, kalemdir derim Rab için, Tanrımdır, ona güvenirim. Çünkü o seni avcı tuzağından, ölümcül hastalıktan kurtarır. Seni kanatlarının altına alır, onların altına sığınırsın. Onun sadakati senin kalkanın, siperin olur. …. Sen yalnız kendi gözlerinle seyredecek, kötülerin cezasını göreceksin. “
Aslında dünyada gözümüzün önünde duranların pek azını görürüz. Dünyanın Yüce Yaratıcısı'na içtenlikle güvenmek için pek çok nedenimiz de var:Asla yarattıklarını mutlak bir yoksunluğa terk etmez ,tersine en kötü koşullarda bile şükredecekleri bir şeyler verir, bazen kurtuluşa sandığımızdan daha yakınızdır, hatta yıkımımıza yol açacakmış gibi görünen araçlar kurtuluşumuzu getirir.
Reklam
...gizli bir mutluluğun şaşkın tebessümü...
Umutsuzluk her yere hâkim olmaya başlamış, yürekler korkuya yenik düşmüştü. İnsanlar ıstırap içindeki ruhlarıyla biçareydi, çehrelerde ölümün dehşeti vardı.
İnsanın içine bir kere korku düştü mü kolay kolay bunu kafasından atamaz.
Mühim bir ölüm kalım meselesi söz konusuyken insanların ihmalkârlığı işte bu boyuttaydı, kendi iyilikleri için uyarıda bulunanların söylediklerini dinlemekten de bir o kadar rahatsız oluyorlardı.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.