"Hayatımın üzerinde düşünmeye başlamıştım. Bütün iradem, bütün gayretim bir daha o eski sükuneti bana iade ettirmedi. Gündelik hayatımla arama yaşanmamış rüyaların azabı girmişti. Hayat oyununu en büyük ciddiyetle oynamaya hazırlandığım bir anda geçmiş yıllar, karşıma dikiliyor ve benden hesabını soruyordu. O günden sonra artık bir an bile yalnız değildim, soframda, yatağımda, çalışma masamda bir misafir, dişleri hiddet ve kinden kısık, gözlerinde boşa gitmiş bir ömrün bütün bıkkınlığı toplanan bir zavallı vardı ve bana pişmanlığın şuuruyla kısılmış sesi durmadan fısıldıyordu: "Ömrünü, ömrünü ne yaptın?" Ve ben bütün uzviyetimde bir yılan gibi gezen bu zehirli sesin tenbihi altında yapacağımı unutuyor, anı ve mekanı unutuyor, başta kendim olmak üzere her şeyden, yaşanmış ömrümden, gelecek senelerimden, bütün etrafımdan nefret ediyor, kaçmak, kaybolmak, kurtulmak istiyordum."
"Hırs, hükmetme, çıkarcılık, şehvet, kibir, hiddet, intikam hırsı, işte bunlar toplum tarafından değer görüyordu."
Reklam
Kin, kıskançlık, nifak, hiddet, düşmanlık, hırs ve haset gibi çirkin zulüm özelliklerinizi benliğinizden atınız. Her durumda tanrıya şükrediniz. Her ne verdiyse onunla yetininiz. Yani bu imtihan yerinden nurdan olan iyilik özellikleri ile gidiniz ki güzellikler âlemi sonsuza kadar sizin yaşadığınız yer haline gelsin.
Mart 2012, Sis YayınlarıKitabı okuyor
“Siz bir insanı tanıdığınızı düşünürken ve birden bu yabancı, iğrenç yaratıkla ilk kez yüz yüze geldiğinizde, büyük bir şok yaşarsınız. Ancak, bunu kendinizde gözlemlemeniz bir başkasında gözlemlemenizden daha önemlidir. Kendinizde, her ne şekilde olursa olsun, herhangi bir mutsuzluk belirtisini gözlemleyin, o uyanan acı-bedeni olabilir. Bu sinirlenme, sabırsızlık, sıkıntılı bir ruh hali, incitme arzusu, öfke, hiddet, depresyon, ilişkinizde bir dram yaratma ihtiyacı vs. olabilir. O uyku halinden uyandığı anda onu yakalayın.”
"Erkekler bazen ne kadar basit oluyorlar...Zannediyorlar ki, bir erkeğe karşı hiddet, hatta nefret duymaya başlayan bir kadın, hemen başka erkekler bulup boyunlarına sarılmak ister."
Abdurrahim Karakoç
Bekletme, geciken müddet ziyandır Güzele kin, öfke, hiddet ziyandır. Varsa gurur, kibir, şiddet ziyandır. Onları orada koy da gel canım. Kitap "aşk masal" der, yıkar bırakmaz Akıl "tedbir al" der, çöker bırakmaz Korku "gitme kal" der; çeker, bırakmaz Sen gönül sözüne uy da gel canım.
Reklam
Hiddet ve hakaretten çok, zeka ile ısırmak gerekir.
Bir izzetinefis faciası? Erkekler bazen ne kadar basit oluyorlar...
Zannediyorlar ki, bir erkeğe karşı hiddet, hatta nefret duymaya başlayan bir kadın, hemen başka erkekler bulup boyunlarına sarılmak ister... Bu herif herhalde bu usulün para edeceğini sanıyor. Kendisiyle beş cümle bile konuşmadığı bir insana musallat olup, onunla alakadar olduğunu gösterecek lakırdılar söylüyor... Acaba bütün erkekler bizi bu kadar aptal mı zannederler? Ömer başkasıyla eğleniyor, ben de ona içerledim diye beni apteshane aralığına sıkıştırıveriyor ve kim bilir kafasından neler geçiriyor...
Sayfa 220Kitabı okudu
Hiddet ve hakaretten çok, zeka ile ısırmak gerekir.
Sayfa 59 - Kronik
.. ahengi bozuk yankılar, tutarsız ses patlamala­rı, kopmuş hiddet tutku parçaları ulaşmaktaydı bunların ne­reden geldiğini nasıl söylemeli: Her türlü şiddetin ve her türlü tutkunun şu kalıcı ve tüketilemez istifinden daha doğrusu haznesinden daha doğrusu ilkesinden, bu şiddet bu tutku dünya üstünde avanak avanak aylak aylak ve amaçsız gezin­ mekte tıpkı yollarının üzerinde rastladıklarını vahşi ve tesa­düfi bir biçimde savuran kör ve temelsiz bir hiddetten başka hiçbir hedefi olmayan şu rüzgarlar şu tayfunlar gibi; .. .
Sayfa 259 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.