Picton, mistisizmi; "Tüm kendini beğenmişlikleri, gururu büyük bir ihtişam içinde eriterek tevazuya indirgeyen muazzam ve nihayetsiz birliğin manevi idraki" olarak tanımlar.
"Artık onun kaybedeceği bir şey yoktur, hiçbir kayıptan ızdırap duymaz. Hiçbir şeye sahip olmakla zenginleşmez, hiçbir şeyi yitirmekle yoksullaşmaz. Her iki durum arasında onun için fark yoktur..."
Ama onun talihsizliği idi bu. Hep iyi olarak kalırdı. Buruşuk yüzünde gülümseme hiç eksik olmaz ve bakışı ile sanki "Ne istiyorsun? Ne istiyorsan söyle, senin için her şeyi yaparım, canın ne istiyorsa söyle bana" derdi.