125 syf.
·
Not rated
·
Read in 32 hours
celal şengör: armstrong az bile anlatmış (!)
(bu uzun bir incelemedir. okuyana/okuyanlara şimdiden teşekkür ederim.. incelemeyi uzun diye okumaya üşenen varsa incelemeyi ses kaydına alıp da buraya ekleyebilirim. maksat inceleme konusunda daha fazla insan bilgi/fikir sahibi olsun..) 12 haziran 2024 tarihinde uygulamada
Varsayalımismail
Varsayalımismail
adlı kullanıcının şu alıntısını gördüm;
Atatürk'ün Armstrong'a Cevabı
Atatürk'ün Armstrong'a CevabıSadi Borak · Kaynak Yayınevi · 200034 okunma
226 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 9 days
Sürgünlerin En Güzeli
Cevat Şakir Kabaağaçlı, namıdiğer Halikarnas Balıkçısı, “Mavi Sürgün” adlı otobiyografisinde bize sadece bir yaşamı değil, tabiatın nasıl sevgiyle kucaklanabildiğini de anlatır. Yavaş yavaş anlatalım: Üsküdar/Şemsipaşa’da, Kız Kulesi’nin tam karşısında sade bir hayat yaşar ve günlük “rutin”lerin içine sıkışırken bir gün evine sivil polis olduğu
Mavi Sürgün
Mavi SürgünHalikarnas Balıkçısı · Bilgi Yayınevi · 20221,575 okunma
Reklam
Mahşerin Dört Atlısı
Ve o dört atlının çılgın koşusu muazzam insan yığınları üzerinden tayfun gibi geçiyordu. Başlarının üstünde gökyüzü morumsu bir günbatımı loşluğuna bürünmekteydi. Dehşet saçan, şekilsiz ejderler bu çılgın koşunun çevresinde iğrenç bir muhafız alayı gibi kanat çırpmaktaydı. Zavallı insanlık korkudan deliye dönmüş, Veba, Savaş, Açlık ve Ecel'in nal seslerini duydukça çil yavrusu gibi kaçışıyordu. Erkekler ve kadınlar, gençler ve yaşlılar itişip kakışıyorlar, yüzlerinde ve hallerinde bin türlü dehşet, şaşkınlık, umutsuzluk ifadesiyle yerlerde sürünüyorlardı.
Sayfa 166 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
“Aklına, okuduğu kitapların kahramanı olan kadınlar geldi. Kocalarını aldatmış bu kadınların lirik alayı, hafızasında, kendisini büyüleyen sırdaş sesiyle şarkı söylemeye başladı. Bizzat kendisi de, hayalinde canlanan bu âlemin gerçek bir parçası oluyor, kendini, o kadar imrenmiş olduğu bu tip sevdalı kadınlardan biri yerine koyarak, gençliğinin o uzun hülyasını gerçeğe çeviriyordu.”
Raymalı-aga kendi zamanında çok tanınmış bir cırav (yırcı), bir ozan idi. Daha küçük yaşta ün kazanmıştı. Tanrı vergisi bir yetenek ve kişiliğinin üç güzel özelliği sayesinde bozkırın en ünlü yırcısı, âşık ozanı olmuştu: Güftesini kendi yazar, bestesini kendi yapar ve güzel sesiyle bunları hem çalar, hem söylerdi. Dinleyenler ona hayran
ötüken yayınevi
Kadınlar yeterince sevilmedikleri için erkeklerden şikayet etseler bile, yarı kadınlara has ruha sahip olanlarından pek hoşlanmazlar. Tüm üstünlükleri, erkekleri aşkta onlardan daha geride kaldıklarına inandırmakta yatar. Bu yüzden sahte kıskançlığın tatlı ızdırapları, yıkılan umut bunalımları, boş beklentiler, kısacası kadınsal acıların alayı gibi kendilerini donatmayı diledikleri korkulardan onları mahrum bırakacak kadar deneyimsiz bir aşığı terk etmeye hazırdırlar.
Reklam
130 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.