Düşünmenin en iyi yolunun yazmak olduğunu idrak edince, beni ilgilendiren şeyin farkına vardım: sorular sormak. İlk önce o soruyu belirleyip sonra da o soruya en uygun hizmeti verecek hikâyeyi kuruyorum. Asla bir yanıt arayışında olmadan, -o bile bir baskı çünkü üzerinizde- bir soruyla başlayıp olabildiğince fazla soruyla bitirmeyi esas alıyorum. Dolayısıyla başlangıç ilk önce bir soruyla gelişiyor. Sonrasında hikâye onun eti kemiği oluyor.