Siz hiç yalnızlığa mahkûm edildiniz mi? ‘SÜRGÜN OLMAK’ yani. Ben bir ara gönüllü bir sürgüne rastlamıştım. Üstelik Aziz Nesin gibi bir sürgünlük değildi. Özgürdü, dünyanın en imrenilen yerlerinden birindeydi, her şeyi vardı.
Sonra ne mi oldu?
Sürgün neymiş anladı.
Sonsuzca gelen bir ayrılık. Zaman geçmez. Her şafakta yalnızlık. Kalabalıklar
-
"Cehaletimizi kırabiliriz, becerilerimizi, yeteneklerimizi ve zekâmızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz. En önemlisi, özgür olabiliriz! Uçmayı öğrenebiliriz!"
Uçmak nedir?
Uçmak belki de yalnızca bir histi. Nereye varmak istediğin ile nasıl varmak istediğinin matematiksel olmayan; anlamlı, bir o kadar sistemli
“Kendini hiçbir yere ait hissedememenin de ağırlığı vardır. Göçmen kuşlar gibi oradan oraya uçar ruhun.
Dünyadasın ama ruhun öte âlemlerde…”
….
Öyle heyhula kaldım ki, bu zamansız mekanın içinde nereye baksam rastladığım hep kendim oldu…