"Nereden bilebilirdik o sevinçli adımların bizi, kendi sonumuza sürükleyeceğini?"
"Bazen bir şeyleri mahvetmenin en kestirme yolu tüm gücünle o şeye sarılmaktır."
"Bazen olur, kırık bir dalın yükünü bile taşıyamaz insan."
"İnsan bu dünyada hakkını alamamakla ve umduğunu bulamamakla nam salmıştır zaten."
"İnsan en çok kendine ihtiyacı olduğunda uzaklaşır kendinden."
"Dağılıp gidiyoruz sevgilim, kırılıp gidiyoruz ve üstelik kekik de toplayamadık seninle. Hem zaten insan bu dünyaya dağılmak, kırılmak ve bir daha toparlanmaya bile fırsat bulamadan çekip gitmek için gelmemiş midir?"
"İnsan, inanmanın ve yanılmanın talihsiz ustasıdır."
"Öğrenmenin bedeli yitirmektir."
"İnsan ağrıyan yerlerinden doğar, bir kimlik ve ruh kazanır. Bir zaman sonra da o ağrının kendisine dönüşür ve nihayetinde insan, dinmeyen bir ağrıdır aslında."
Bu dünyada yalnız olmadığımızı hissettiren ve yaralarımızdan bir gün çiçeklerin mutlaka açacağına bizleri inandıran bu güzel kitabı okumanızı tavsiye ederim..
"Ruhu İyileştirme Yolları" kitabının kapağını görür görmez bana çağrıştırdığı ilk şey Peygamber Efendimizin (s.a.v) hadîs-i şerifi oldu... "Ben bu dünyada bir ağacın altında gölgelenen, sonra da oradan kalkıp giden binitli bir yolcu gibiyim.” (Tirmizî, Zühd 44).
Gökhan Ergür, kulağa alışılagelmiş motivasyon cümlelerinden uzak,
Yeni çılgınlıkların hayalini kurabilmeye, sonra onları yaşamak için hiç gidilmemiş kapıları çalmaya, hayatın bizden aldıklarını geri kazanmaya, unutulanları hatırlamaya, kayıpları onarmaya, yaşamın bin bir işaretinde tecelliyi yakalamaya, sıkıntıdan umut devşirmeye bir adım niyetine okudum...