"Rasulullah iri yapılıydı ve kalplere heybet veriyordu. Yüzü on dörtlük dolunay gibi parlıyordu. Orta boyluydu, ne uzun ne de kısaydı. Başı büyüktü. Saçları dalgalıydı. Saçları ikiye ayrılırsa öyle bırakır, aksi takdirde saçlarını kendi hâline bırakırdı. Toplu bir şekilde saçlarını bırakırsa, saçları kulak memesini geçerdi. Açık renkliydi.
Canım Peygamberimin hayatını bu denli detaylı okumamıştım. Çoğu sayfalarında göz yaşlarımı tutamadım. Ümmetim Ümmetim diye seslenen Peygamberimize layık ümmet miyiz? Ne zoruluklar ne cefalar… Alemlerin rahmeti ne saygısızlıklar ne kederler görmüş. O’nun mübarek hayatı bizim için parlayan bir nur . Işığımız hiç sönmesin yolumuzu hiç kaybetmeyelim inşaAllah…
-Söyle, ey sahabi Resûl sana ne dedi?
-Dedi ki: "Ben Allah'ın indinde son peygamberim.. Hem de Âdemin balçığı yeryüzüne uzatılmış yatarken ve henüz cismine ruh üflenmemişken.."
Yüce Rabbimiz, Kur’ân-ı Kerîm’de bakınız Peygamber Efendimiz’i nasıl tanıtmıştır:
* Peygamberim, insanları Allah’a çağıran bir dâvetçidir; nur saçan bir kandildir.
- Söyle, ey Sahabî (Aryad bin Sâriye), Resûl sana ne dedi?
- Dedi ki: «Ben, Allah'ın indinde son Peygamberim... Hem de Âdem'in balçığı yeryüzüne uzatılmış yatarken ve henüz cismine ruh üflenmemişken...>>